Dünya Prematüre Gününe Büyük İlgi

Dünya Prematüre Gününe Büyük İlgi

“Türkiye’de ve Avrupa’da Prematüre Doğmak” Paneline Yoğun İlgi

A+A-

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu mali desteğiyle 1997 yılından beri Denizli Sanayi Odası bünyesinde faaliyet gösteren Denizli AB Bilgi Merkezi, Dünya Prematüre Gününü kutladı.

 

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi işbirliğiyle 17 Kasım Dünya Prematüre Gününde Forum Çamlık AVM’de “Prematüre Gücü” isimli bir fotoğraf sergisi açan Denizli AB Bilgi Merkezi, 21 Kasım günü de “Türkiye’de ve Avrupa’da Prematüre Doğmak” adlı bir panel düzenledi.

 

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı ev sahipliğinde gerçekleştirilen panelde Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yanı sıra Ankara Üniversitesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültelerinden profesör öğretim üyeleri panelist olarak katılım gösterdi.

 

Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Erdur, panelin açılışında ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi her 10 bebekten birinin prematüre doğduğunu dile getirirken, her 30 saniyede bir bebeğin prematürelik nedeniyle kaybedildiğinin ve bu kayıpların aslında dörtte üçünün önlenebilir olduğunun altını çizdi.

 

Denizli AB Bilgi Merkezi’nin AB hakkında Denizli ve çevresinde güncel bilgi akışını sağlamak hedefiyle her yıl onlarca aktiviteye imza attığını dile getiren Bilgi Merkezi Koordinatörü Ayşegül Kiraz, kadınlardan çocuklara, gençlerden engelli bireylere kadar halkın her kesimine yönelik sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdiklerini, bu sene Dünya Prematüre Gününü kutlamaya karar verdiklerini ifade etti. Kiraz,  Denizli AB Bilgi Merkezi olarak Dünya Prematüre Gününü kutlarken, herkesi bu konuda farkındalığa davet etti.

 

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hacer Ergin ise yaptığı konuşmada, panele katılan herkesin kısa bir süreliğine gözlerini kapatıp, prematüre annesi veya babası olduğunu hayal etmesini istedi ve salonda bulunan tüm katılımcıları birer ‘prematüre gönüllüsü’ olarak gördüğünü söyledi. Prematüre doğan bebeklerin yenidoğan uzmanlarının gözetiminde deneyimli merkezlerde bakılmalarının onların sağlıklı, konforlu ve engelsiz olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri açısından ne kadar önemli olduğuna vurgu yapan Ergin, “hep birlikte prematürenin mor rengini güllerin pembe, göklerin mavi rengine çevirelim” dedi. 

 

Oturum başkanlığını üstlenen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilgün Kültürsay, panel öncesinde İzmirli sanatçı Zafer Suntekin’in prematüre bebekler ve aileleri, yenidoğan uzmanları ve hemşireleri için özel bestelediği “Minnacık Güzel Bebek” adlı parçayı dinletti.  Kültürsay, Pamukkale Üniversitesi ve Denizli AB Bilgi Merkezi’nin işbirliğini tebrik ettiğini, böylesine hassas bir konuda farkındalık oluşturma işi için Avrupa Birliği’nden kaynak alabilmenin önemine vurgu yaptı. Kültürsay’ın moderatörlüğünde ilerleyen panelde, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadet Arsan, neonatolojinin tarihçesini ülkemizden, Avrupa’dan ve tüm dünyadan kilometre taşlarına değinerek aktardı. Arsan, Türkiye’nin 2000 yılında binde 21 olan neonatal ölüm hızının 2010 yılında binde 10’a düşürerek OECD ülkelerinin 30 yılda kat ettiği mesafeyi 10 yılda kat ettiğine dikkat çekip, yenidoğan sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına ilişkin bilgiler paylaştı.

 

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yalaz, erken dünyaya gelen yenidoğanların anne rahminden çıkarılıp, uzaysal bir boşluk olan kuvöze alınmasıyla başlayan ağrılı ve anneden uzak bakımları esnasında dikkat edilmesi gerekenleri etkileyici örneklerle gözler önüne serdi. Yenidoğan yoğunbakım alanında teknoloji ve mortalite açısından Avrupa ile Türkiye arasında aslında pek farkın olmadığını dile getiren Yalaz, Avrupa’da aile merkezli bakımın daha yaygın olduğunu, Türkiye’de prematüre bebeklerin yoğunbakımda anneyle birlikte daha fazla süre geçirmesi için olanakların az olduğunu sözlerine ekledi. Prematüre bebek ve ailesinin yaşadıklarını anlatan bir de kısa film paylaşan Yalaz, katılımcılara duygusal anlar yaşattı.

 

Bir prematüre annesi olarak katılımcılara seslenen Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji Embriyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülçin Abban Mete, henüz 30 haftalık iken 1.290 gr dünyaya getirdiği oğlu Erdem’in yenidoğan yokumbakımdaki yaşam mücadelesini ve ailesi olarak kendilerinin hissettiklerini anlattığı duygu yüklü sunumuyla tüm katılımcıları etkiledi.

 

Prematüre bebekler için farkındalık yaratmak, prematüre bebek ve ailesi hangi sorunlarla yüzleşir, bu alanda bilinmeyenler ve göz ardı edilenler hakkında bilgilendirmek, Avrupa ve Türkiye’deki durumu karşılaştırmalı olarak da gözler önüne sermek amacıyla organize edilen panele akademisyenlerden üniversite öğrencilerine, bebek bekleyen ailelerden, prematüre bebek ebeveynlerine kadar farklı kesimlerden katılımcıların yoğun ilgisi dikkatlerden kaçmadı.

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.