Özellikle son yıllarda hızla artan ve ilimizde de önemli bir seviyeye ulaşan kentsel dönüşüm uygulamalarının doğal bir sonucu olarak eski ve çürük binalar yıkılmakta ve yerlerine yenileri yapılmaktadır. Bina yapmak nasıl bir mühendislik faaliyeti ise, bina yıkmak ta aynı şekilde bir mühendislik faaliyetidir. Yıkım işlerinin fenni mesul denetiminde ve ruhsat alınarak yapılmasının yasal zorunluluk olmasının sebebi de budur.  Mevcut uygulamalara baktığımız zaman ise gerek fenni mesul görevlendirmenin ve gerekse de ruhsat almanın yasal bir zorunluluğu ortadan kaldırmak ve formaliteyi yerine getirmekten ibaret olduğunu üzülerek görmekteyiz. Bu şartlar altında mühendislik hizmetinden bahsetmek ne yazık ki mümkün olamamaktadır.

Günümüzde mevcut binaların yıkımı için kullanılan ve bu konuda uzmanlık gerektiren pek çok yöntem bulunmaktadır. Patlayıcılar ile yıkım, kat eksiltme yöntemi ile yıkım, çekme halatları ile yıkım ve uzaktan erişimli cihazlar ile yıkım bu yöntemlere örnek olarak gösterilebilir. Her yöntem her binaya uygulanamayacağı gibi, nüfusun ve trafiğin yoğun olduğu bölgelerde uygulanacak yöntem belirlenirken mevcut riskleri en aza indirmek amaçlanmalıdır.

Saltak caddesinde 19 Aralık 2016 günü herhangi bir yasal izin almaksızın başlayan ve hangi yöntem ile gerçekleştirildiği tam olarak da anlaşılamayan yıkım faaliyeti, vatandaşlarımız ve çevredeki yapılar açısından risk oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkeler yıkım sebebiyle ortaya çıkan asbest ve benzeri kanserojen maddelerin etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar yaparken, ülkemizde bu işlerin hala kara düzen yöntemler ile yapıldığını görmekten üzüntü duyuyoruz. Yaya ve taşıt trafiğinin son derece yoğun olduğu ve çevresinde pek çok iş merkezinin bulunduğu bu binanın yıkımı ile ilgili gerekli önlemlerin acilen alınmasını meslektaşlarımız adına yetkililerden talep ediyoruz.

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI

DENİZLİ ŞUBESİ

YÖNETİM KURULU