Türk kahvesi adı nereden gelir?

Türk kahvesi adı nereden gelir?

Kahvenin orijini Habeşistan (Etiyopya). Onu ilk keşfeden canlı ise keçi. Habeşistanlılar kahve yiyen keçilerin daha canlı, hareketli olduğunu görünce, ‘‘bunda bir hikmet var’’ demişler. Fakat kahve ağacının meyvalarının bugünkü anlamda sulu bir içecek hal

A+A-

 

Kahvenin orijini Habeşistan (Etiyopya). Onu ilk keşfeden canlı ise keçi. Habeşistanlılar kahve yiyen keçilerin daha canlı, hareketli olduğunu görünce, ‘‘bunda bir hikmet var’’ demişler. Fakat kahve ağacının meyvalarının bugünkü anlamda sulu bir içecek haline dönüşmesi, ilk kez Yemen'de olmuş. İlk defa Sufiler kahve içmişler. İbadet ve zikir sırasında özellikle akşamları okurken uyanık kalmak için.

 

Kahve uzun süre Arap dünyasında kalmış, sonra ilk yayıldığı bölge Ortadoğu. Osmanlı İmparatorluğu'nun yayılma döneminde, İstanbul'da ilk kahvehane açılmış. Böylece kahve ilk kez Arap dünyasının dışına çıkmış ve tüccarlar vasıtasıyla batıya gitmiş.

 

Kahvenin batıda en önemli patlaması Viyana kuşatması sırasında yaşanmış. İkinci Viyana kuşatmasından sonra Osmanlı Ordusu geri çekilirken büyük miktardaki kahveyi bırakmış. Ve bu kahveler, kuşatma sırasında yararlılık gösteren bir Viyanalı'ya ödül olarak verilmiş. Zaten doğu hayranı olan bu zat, doğu motifleriyle süslü bir kahvehane açmış. Ve kahve batıda da yayılmaya başlamış. Bu kahvehane hala var.

 

Kahve artık iklimin müsait olduğu her yerde yetişiyor. Ama çekirdeğinin kökeni başka bir konu. Kahveye asıl isim veren pişirilme tekniği. En meşhurları Araplar'ın mırra'sı (suyun içinde kahveyi kaynatmak), bu çok daha rafine bir şekilde Türkler'de Türk kahvesi biçimine dönüşmüş. Bugün batıda yaygın olan filtre kahve; bunun çeşitli varyasyonları var.

 

Sonuç olarak Türk kahvesinin kökeni Arap ama Türkler ondan esinlenerek başka bir şey yaratmış

 

OSMANLI’DA KAHVE TÖRESİ

Türk kahvesinin çeşitleri vardır. Sade veya acı kahve, içine hiç şeker konmadan pişirilir. Genelde yemekten sonra içilir. Orta şekerli veya “adeta” kahve bir kesme şekerle ve dolu bir tatlı kaşığı kahveyle pişer. Az şekerli, yarım şekerle; çok şekerli ise bir buçuk kesme şekerle pişirilir. Şekerli kahve, genelde tiryakilerin itibar etmediği, kadın kahvesi sayılır.

Sade kahve fincanının yanına bir şeker konularak misafire sunulan kahvenin adı "Yandan çarklı" dır. Sade kahveyi ağzına bir şeker alarak içmenin adı ise kıtlama dır. Kahvenin içildiği zamanlara göre aldığı adlar vardır. Birincisi sabah kahvesi. Bu iki türlü olur: Biri yataktan kalkar kalkmaz aç karnına içilir. Bu, afyonu patlama, yani bir tür uykuyu açma kahvesidir. İkinci tür sabah kahvesi kuşluktan az önce, özellikle ev hanımlarının yakın dostlarıyla içtiği sohbet ve dedikodu kahvesidir. O saatlerde bir de “çift kulplu alafranga” fincanlarla içilen sütlü kahve vardır. Yorgunluk kahvesi, zihinsel ya da bedensel ve zihinsel yorgunlukları atmak üzere, gerektiğinde her zaman içilir. Kahve molası ise yorulanların kahveyi keyifle, ağır ağır içtiği zamanın adıdır. Türk töresinde en önemli davet biçimi “Hiç değilse bir acı kahvemizi içmek için buyurun.” şeklinde yapılır.

 Kahve, vücuttan idrar yolu ile su atılmasını uyarır ve vücudun fazla su kaybetmesine neden olurlar. Kahve içtiğimizde, içtiğimiz miktarın 1,5 katı kadar su içmemiz gerekir. Yani bir fincan Türk kahvesinin yanında 1 bardak su içmeye özen gösterelim. Geleneklerimizde neden kahvenin yanında bir bardak su içildiği de şimdi daha iyi anlaşılıyor. 

 

Kahve Kansere ve Depresyona Karşı

Kahve çekirdeklerinin içinde binden fazla antioksidan bulunur. 

Yapılan çalışmalarda, günde dört bardaktan fazla kahve içmenin; kalp hastalıkları, kanser, diyabet gibi hastalıkları önlemede yardımcı olabileceği ortaya çıkmıştır. Hastalığı önlemenin oranı; meme kanserinde % 57, diyabette ise ;% 67 olarak belirlenmiştir. 2011'de yapılan bir araştırma ise kahvenin DNA ve kanserile ilgili etkisini doğrulamıştır. Kahve tiryakilerinin kanser riskinin % 13 oranında azaldığı da görülmüştür. Biz bu yazıda sizlere, kahve tüketiminin faydaları ve yapılan araştırmalar hakkında bilgi vereceğiz... 


PROSTAT RİSKİ AZALIYOR 

Haziran 2011'de Journal of the National Cancer Institude'da yayımlanan araştırmada; günde altı bardak kahve içen erkeklerde, prostat kanseri riskinin % 18 oranında daha düşük olduğu gösterilmiştir. Amerikalı kadınlar arasında ise akciğer kanserinden sonra kanser ölümlerinde ikinci sırada meme kanseri gelmektedir. Yapılan bir çalışma; kahve tüketiminin bu hastalığı önlemeye yardımcı olduğunu ortaya koymuştur. Geçtiğimiz yıl, Breast Cancer Research dergisinde yayınlanan sonuçlara göre; günde ortalama beş bardak kahve tüketen postmenopozal (menopoz sonrası) kadınlarda, ER-negatif (hormona duyarlı olmayan) meme kanseri riskinin, yüzde 57 oranında düştüğü izlenmiştir. 


MEME KANSERİNİ GECİKTİRİYOR 

Günde iki fincan kahve, belirli bir genetiğe bağlı olan meme kanserini geciktirmede etkilidir. Klorojenik asit, kafeik asit, fito-östrojenler ve kafein; kahvede bulunan en önemli maddelerdir ve kansere karşı çok önemli rol oynamaktadırlar. Yüksek miktarda kahve içenlerde kolorektal kanser riskinin % 30 daha az olduğu da gözlemlenmiştir. Bir kontrol grubunda yapılan araştırma ise; günde üç bardak kahve tüketen bireylerin günde bir bardak kahve içenlere göre ağız, farenks ve özofagus kanserlerine % 40 daha düşük oranda yakalanma riskinin olduğunu göstermiştir. 


KABIZLIĞI ÖNLÜYOR 

Düzenli olarak kahve içenler karaciğer kanserine karşı daha az risk altındadır. 2005'te yapılan bir çalışmada; günde sadece bir bardak kahvenin, karaciğer kanseri riskini % 42 oranında düşürdüğü saptanmıştır. 29 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; günde bir-üç fincan kafeinli kahve tüketenler Parkinson hastalığından korunuyor. 15 yıl süreyle 41 bin kadın üzerinde yapılan bir çalışma ise; günde 1-3 bardak kahve içenlerin kalp ve damar hastalıklarından ölüm riskinin % 24 oranında düştüğünü ortaya çıkardı. 


DEPRESYONUN İLACI KAHVE 

2011'de yapılan bir çalışmada, günde dört bardak kahve içen kadınlar ile içmeyenler karşılaştırıldı; kahvenindepresyon riskini % 20 oranında düşürdüğü görüldü. Ekim 2011'de yayınlanan bir çalışmada ise; kahve tüketiminin, erkek ve kadınlarda görülen bazal hücreli karsinomaya (bir tür deri kanseri) karşı yüzde 18 oranında daha düşük bir risk oluşturduğu görüldü. Kahvede bulunan antibakteriyellerin ağızda plak oluşumunu baskıladığı ve diş çürümelerini önlediği görülmüştür. Bilim adamları, kahve tüketiminin yağ metabolizmasını dengelemede de etkili olduğunu göstermiştir. 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.