CHP'Lİ Arslan ''O Suç '' Kalksın Dedi

CHP'Lİ Arslan ''O Suç '' Kalksın Dedi

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, Türk Ceza Kanunundaki "Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu"nun Recep Tayyip Erdoğan elinde tümüyle otoriter amaçla kullanıldığını söyledi

A+A-

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, Türk Ceza Kanunundaki "Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu"nun Recep Tayyip Erdoğan elinde tümüyle otoriter amaçla kullanıldığını söyledi ve “Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunu yürürlükten kaldırmak yetmez. Bizim asıl yapmamız gereken, Cumhurbaşkanlığı makamından beklenen yapıcı tavrı ve tarafsızlığı sergilemeyen,her gününü hakaretle geçiren,herkesi çatan Erdoğan’ın hakaret suçları için özel yasa çıkarmak, hakarete uğrayanları korumak gerekir" dedi.

Arslan "Eğer bir makam korunuyorsa,korunan makamda oturanların o makamın ağırlığını koruması,Anayasamızın 104. maddesinde belirtilen görevleri arasında yer alan,devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmesi ve buna göre hareket etmesi gerekir." ifadesini kullandı.

 

Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:

"Türk Ceza Kanununda “Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu”nun ayrı bir maddeyle düzenlenmesi anayasaya aykırı, demokratik hukuk devleti açısından son derece yanlıştır. Hakaret, Ceza Kanunumuzda yaptırımı zaten düzenlenmiş bir suçtur.Ayrıca TCK.nın 301. maddesi,Türk Milletini,Türkiye Cumhuriyeti devletini,Devletin Kurum ve Organlarını aşağılama başlığı altındaki düzenlemede bu konuda cezai müeyyide getirmektedir.

Bu düzenlemeler karşısında,Cumhurbaşkanına yönelecek hakaret suçunu cezalandırmak için Türk Ceza Kanununa özel bir madde eklemek, Cumhuriyetin yurttaşları arasında ayrım yapmaktır,Cumhurbaşkanına üstünlük yaratmaktır.

ELEŞTİRİ HAKTIR, HER ŞEYİ HAKARET SAYMAYIN

Halbuki, adalet sistemini temelinden sarsan, makam sahiplerinin toplumdan tamamen kopmasına, ayrıcalıklarını bu defa kanun önünde de yaşamalarına olanak tanıyan TCK’nın 299. maddesi, yöneticilerin kendilerine yönelen her türlü eleştiriye zamanla körleşmesine, hatta eleştiride bulunan vatandaşlara karşı kin ve intikam duygusuyla hareket etmelerine zemin hazırlamaktadır. 

Cumhurbaşkanı bunu fırsat bilerek,TCK.nın 299.maddesine dayanarak, kendisi gibi düşünmeyenler üzerinde baskı oluşturmakta,şimdiye kadar hem Türkiye'de ve hem de Dünya'da emsali olmayan sayıda,1800 adet vatandaş aleyhine açılmış dava bulunmaktadır.Birçok vatandaşımız da bu madde nedeniyle ceza çekmektedir. 

CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU, ERDOĞAN'IN ELİNDE ANAYASAYA AYKIRI BİÇİMDE KULLANILIYOR

Gerçekten burada bir arıza vardır,bu arızanın 299.md.nin kaldırılması ile giderilebileceğini düşünüyorum.Hatta bu maddenin anayasaya aykırı olduğuna dair, İstanbul 43.Asliye Ceza Mahkemesi, "Cumhurbaşkanına Hakaret suçu"nun,Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu belirterek,bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine göndermiştir.Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden de bu konuya ilişkin emsal kararlar vardır.O halde TCK'nın 299. maddesi mutlak surette kaldırılmalıdır.

ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANLIĞI YEMİNİNİ HER GÜN ÇİĞNEMEKTEDİR

“Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu” maddesi, İnsan hak ve eşitliği açısından yıllardır büyük sorun yaratmakta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Venedik Komisyonu kararlarında açıkça ifade özgürlüğüne aykırılığı olduğu vurgulanmaktadır. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyaset anlayışı,Cumhurbaşkanlığı yeminini hiçe saymış,tarafsızlığını yitirmiş,"Anayasamıza göre yürütülen Parlementer sistem bitmiş gibi,rejim değişmiştir" demiştir.Yine hakarette ve tahrikte sınır tanımayan sözleri,Siyasi Parti liderlerine karşı sözlerini,bizzat Cumhurbaşkanı tarafından TCK.nın 299.maddesine dayanılarak yapıldığı görülmektedir.

ERDOĞAN'A GIK DİYEN TIK DİYE İÇERİ ATILIYOR

Bu nedenle bugün, Erdoğan’ın eleştirildiği hemen her mahalle ve şehirden davalı sayısı hızla yükselmekte, Erdoğan’a “gık” diyenler “tık” diye içeri atılmaktadır.

Recep Tayyip Erdoğan’ın bu güne kadar açtığı dava sayısı,1,5 yılda 1300 ü geçmiştir. Bu sayı Sayın Ahmet Necdet Sezer’in son 1,5 yıllık döneminde 26,Abdullah Gül'ün son 1,5 yıllık görevi bir döneminde hiç bir tutuklamanın olmadığı gibi,139 dava açıldığı Adalet Bakanlığınca bildirilmiştir.

Mahkemelere meydanlardan talimat yağdıran, şahsına yönelik en ufak eleştiriyi “devlet benim,ben gidersem devlet çöker” mantığıyla hareket eden,iktidar mensuplarının da,Yasama biziz,Yürütme biziz,Yargı biziz diyerek bu anlayışa destek veren bir yapının ülkemizi demokrasiden uzaklaştırdıklarını açıkça belirtmek isterim.

HUKUK ZATEN HAKARETİ CEZALANDIRIYOR

Hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanununda ve TCK'nın 301.maddesinde ne öngörülmüş ise,Cumhurbaşkanına yönelen hakaretin de bu ölçüde cezalandırılmasını öneriyor, ayrı bir muamelenin eşitlik ilkesine zarar verdiğini söylemek istiyorum.Mevcut 299.md.de ile çok kesin ve ağır bir ceza ile korunma hakkını Cumhurbaşkanına verirseniz,ülkede kargaşa bitmez,ayrışma hızla devam eder,hakaret davaları giderek hızla artar,devletin adalet çatısı çöker; demokratik devlette siyasal eleştirinin olanağı ortadan kalkar.

Meclis bu ayıbı derhal temizlemeli ve eleştiri hakkının önünü açmalı, hakaret suçu bakımından anayasal eşitlik ilkesinin önüne kendi eliyle koyduğu yasayı yürürlükten kaldırmalı,herkesi eşit hak ve sorumluluk içine sokmaldır.

CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA DEĞİL, ERDOĞAN'A ELEŞTİRİ GETİRİLİYOR

Aslında,açılan davalara baktığımızda,"Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu” içerikli davaların büyük kısmı, Cumhurbaşkanlığı makamına değil, Tayyip Erdoğan’ın taraflı siyaset anlayışına,her şeye müdahil olmasına,karışmasına,çatmasına karşı getirilmiş eleştirilerle doludur.

Bu nedenle,Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ayrı olarak kalmaya devam ederse,korunan makamında hakaretlerine ve sözlerine karşı vatandaşında korunması ve bu nedenle Cumhurbaşkanının yaptığı hakaretinde aynı ölçüde ağırlaştırılması gerekir.

Bunun için,Anayasada “Cumhurbaşkanının Sorumsuzluğu” maddesine sığınarak her gün akılalmaz sözler söyleyen, anayasal kurumları tanımayan,Anayasa Mahkemesinin kararını kabul etmiyorum diyen,seçilmiş muhalefet liderlerine ve milletvekillerine hakaret yağdıran Tayyip Erdoğan’ın işlediği hakaret suçları için ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç vardır.

ERDOĞAN ANAYASAL SORUMLULUĞUNU YOK SAYIYOR, HAKARET SUÇUNA SIĞINIYOR 

Anayasal sorumluluklarını ve tarafsızlık görevini ilk günden tanımayan; seçimle göreve gelmiş Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, önseçimle milletini temsil olanağı bulmuş bizlerin şahsına, dünya görüşüne ve inancına hakaret eden; kendinden olmayanı, kendisi gibi düşünmeyeni tahrik ederek, basın yoluyla küçük düşürerek gündemde kalmaya çalışan;kadınların tercihlerine ve kaç çocuk doğurup nasıl giyineceklerine karışan bir Cumhurbaşkanının hakaret suçlarına karşı yeni bir yasal düzenlemeye gitmek zorundayız.

Gazi Meclis’in onurlu üyeleri; hiçbir kurumun ve kişinin ayrıcalığını büyütmemeli, anayasal eşitlik ilkesini çökertmek için yasa çıkarılmasına müsaade etmemelidir.

Meclis,bu düzenlemeyi yalnızca bu güne hasretmeden,anayasal eşitliğin önünü açmalı, ayrıcalık isteyenleri kayıtsız şartsız koruyup kollamamalıdır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunu diğer hakaret suçlarından daha fazla cezalandıran, ifade özgürlüğünü ve eşitlik ilkesini hiçe sayan TCK'nın 299. maddesi mutlaka kaldırılmalıdır. "

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.