30 Ağustos Zafer Böyle Kazanıldı!

30 Ağustos Zafer Böyle Kazanıldı!

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 94’üncü Yıldönümü’nü coşkuyla kutladığımız bugünde haykırıyoruz.Ancak kaderimizi değiştiren bu zafer kolay kazanılmadı. İşte zafere giden o yolda yaşananlar:

A+A-

Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması’yla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu. Türk Milleti’nin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi.

Egemenlik milletin

19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Daha sonra 27 Aralık 1919’da Ankara’ya giden Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş oluyordu. Hem de Kurtuluş mücadelesinin merkezi Ankara oluyordu.

Mücadele başlıyor

TBMM yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. ‘Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü’nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. İlk başarı, Doğu’da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı.

O emri verdi

Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar’a büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan Ordusu yeniden Türk askerlerine karşı saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal Paşa, ordularına artık bir efsane haline gelen şu emri verdi: “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.”

Dengeler değişti

Türk askeri, büyük bir azim ve fedakarlıkla bu emre uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesi’yle, Türk Milleti 1699 Karlofça Antlaşması’ndan beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı, Türk Milleti’nin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal’e ‘Gazi’ unvanı ve ‘Mareşal’ rütbesi verildi.

Hazırlıklar tamam

Sakarya Savaşı’ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı. Güney’deki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydırıldı. İstanbul’daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hale getirilen toplar onarıldı.

Taarruz başlıyor

Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal’in başkomutanlığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922’de düşmana saldırdı. Türk askerleri, sonraki 5 gün boyunca düşman birliklerine karşı savaşıp, kanlarının son damlasına kadar hiç yılmadan zorlu bir mücadele verdi.

Düşman kovuldu

30 Ağustos 1922 günü, düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak, Mustafa Kemal Paşa’nın ateş hatları arasında, bizzat Zafertepe’den idare ettiği savaşta tamamen yok edildi veya esir edildi. Bu savaş, Atatürk’ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı. Büyük Tarruz’un başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu.

Hafızalara kazındı

30 Ağustos Zafer Bayramı, ilk defa 30 Ağustos 1923 günü Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir’de kutlandı. Resmi olarak Zafer Bayramı ilan edilmesi 1935 yılının Mayıs ayında oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline ‘dur’ diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zafer, o günde beri her yıl 30 Ağustos günü bayramlarla kutlanır oldu.

 

 

Zarif tavırları ve görgüsüyle herkesi etkilerdi

Ankara Üniversitesi’nin arşivlerinde yapılan bir araştırma, Atatürk’ün daha önce hiç görülmemiş fotoğraflarını ortaya çıkardı. Bir kitapta derlenen fotoğraflardan, Atatürk’ü 1928’de Afgan Kralı ile Kraliçesi’ni Ankara Garı’nda karşılarken gösteren kare özellikle Mustafa Kemal Paşa’nın zarif tavırlarını yansıtmasıyla dikkat çekti.

Da­vet­le­ri­ne hep bü­yük önem ve­ril­di

Ata­tür­k’­ün da­vet­le­ri hep önem gör­dü. Bu­ra­da Ata­türk, 29 Ekim 1929’da ve­ri­len Cum­hu­ri­yet Bay­ra­mı Re­sep­si­yo­nu’n­da Rus­ya Bü­yü­kel­çi­si­’nin eşi Ma­dam Su­ri­ç’­le gö­rü­lü­yor.

Pro­to­ko­le uy­gun gi­yin­me­ye özen gös­te­rir­di

Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal, gi­yi­mi­ne dai­ma özen gös­te­rir­di. 29 Ekim 1925’te bay­ram teb­rik­le­ri için TBMM’­ye gi­ren Ata­türk, pro­to­kol kı­ya­fe­tiy­le göz ka­maş­tı­rı­yor­du.

Eşi ya­nın­dan ek­sik ol­maz­dı

La­ti­fe Ha­nım ve Ata­türk, 30 Ağus­tos 1924’te Dum­lu­pı­na­r’­da ‘Meç­hul As­ker Anı­tı­’nın te­me­li­ni at­mış­tı.

İlk ni­ka­ha biz­zat ka­tıl­dı

Ata­türk, Medeni Kanun’un kabulü sonrası 4 Ekim 1926’da An­ka­ra Be­le­di­ye Bi­na­sı­’n­da ger­çek­leş­ti­ri­len ilk ni­kah tö­re­ni­ne de ka­tıl­mış­tı

Yur­dun gü­zel­lik­le­ri­ni ta­nıt­tı

Tür­ki­ye­’yi ta­nıt­ma­ya önem ve­ren Ata­türk, 1934’te İran Şa­hı Peh­le­vi­’ye Gül­ha­ne Par­kı­’nı gez­dir­miş­ti.

Ata­türk Or­man Çift­li­ği­’ni aç­mış­tı

Gü­nü­müz­de Baş­ba­kan­lık Sa­ra­yı­’nın in­şa­sı için ağaç­la­rın kat­le­dil­di­ği An­ka­ra Ata­türk Or­man Çift­li­ği, 1925’te Ata­türk ta­ra­fın­dan açıl­mış­tı.

 

Mer­si­n’­i zi­ya­ret et­ti

Ata­türk, 1937 yılında git­ti­ği Mer­si­n’­de­ki man­da­li­na bah­çe­si­ni böy­le do­laş­mış­tı.

 Kaynak : Sözcü

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.