Bu yönetim ise günümüzde ancak temsili demokrasi ile sağlanabilmektedir. Temsili demokrasilerde halkın yönetimi seçilmiş vekiller aracılığı ile sağlanır. Bu vekiller belli programlar dahilinde bir araya gelmek suretiyle siyasi partileri oluştururlar. Farklı siyasi partiler, projelerini ve fikirlerini halka arz eder ve seçimlerde en çok beğeni toplayan iradeyi seçmenler yönetime taşır.

Demokrasinin bir ülkede tam anlamıyla işlerliğinden bahsedebilmek için tabandan tavana kadar toplumun tüm kesimlerinde ve kurumlarında hakim kılınması gerekmektedir. İşte siyasi partiler de ideal demokrasiye ulaşma noktasında siyasetin vazgeçilmez bir argümanıdır. Siyasi partilerin bu vasfını yerine getirebilmesi, seçmen iradesinin yönetime en sağlıklı şekilde yansımasının sağlanması açısından demokratik usullerle kurulması ve yönetilmesi zorunludur.

Keza ancak bu şekilde milli iradenin tezahürü ile halkın halk tarafından yönetimi sağlanabilecektir. Diğer taraftan şunu da belirmek gerekir ki çoğulcu demokrasi adını verdiğimiz modern demokrasilerde çoğunluğun temsili sağlanırken azınlık hakları da korunmak suretiyle teminat altına alınmaktadır. Tüm bunlar demokratik sistemin en önemli özellik ve güzellikleridir. Özetle demokrasilerde çoğunluk yönetim de söz sahibi iken, fikirler korunur, yarışma ortamına müsade edilir ve hatta teşvik edilerek fikirlerin gelişmesi sağlanır ki bu sayede toplum için en ideal yönetimin tesis edilmesi amaçlanır. .........

MHP, yıllardır kendine has Milli Fikir Siyaseti ile siyasi arenada yer almakta ve toplumsal demokrasinin gelişmesine hizmet etmektedir. Bilindiği üzere parti içerisinde bir süredir devam eden eleştiriler hat safhaya ulaşmış, muhalefet tarafından parti yönetimi kongre ve seçime davet edilmiştir. Ancak parti yönetimi bu girişimlerin önüne geçmek için her türlü yolu denemiş ve denemeye devam etmektedir. Bu sosyal durumun hukuki boyutu tartışmaya açık olup ayrı bir inceleme konusudur.

Bizim inceleme konumuz olayın demokratik ve sosyolojik boyutudur. Parti yönetimi tarafından tabandan gelen talebin göz ardı edilmesi aslen doğal bir demokratik birlikteliğin gelişimini de beraberinde getirmektedir. Öyle ki seçmene karşı demokrasi vaadinde bulunması icap eden bir partinin öncelikle kendi içinde demokrasiyi hakim kılması zaruridir. Nitekim bu sancılı dönemin sonunda ve tabandan gelen refleks ile kademeli olarak elde edilecek demokratik kazanımlar yıllardır körelmiş değerlerin de işlerlik kazanmasını ve hatta çok daha parlak hala gelmesini sağlayacaktır.

Bu durum hem MHP hem de ülkemiz siyaseti açısından demokratik bir kazanım olarak yerini alacak, fikirlerin yarışması ve dolayısıyla demokrasi çok daha ideal hale gelecektir. Sonuç olarak MHP yönetimi tarafından yapılan tüm engellemelere rağmen parti içinde devam eden demokrasi mücadelesinin her şer de olduğu gibi hayırlara vesile olacağı kanaatindeyiz.

Av.Uğur ŞİMŞEK