Depremde, Göçük Altında Kimler Kaldı
06 Şubat 2023’ de saat 04. 17 sularında güneydoğu bölgesi zangır zangır sallanırken, herkes çok derin bir uykudaydı.
Tüm Türkiye uyuyordu. O korkunç sarsıntıyla ilk önce o bölge uyandı. Tabi uyanabilenler. Ve sonra yavaş yavaş tüm Türkiye uyandı. Uyananlar korkunç bir fotoğrafla karşılaştı. İlk gelen haberler bile çok korkunçtu. Zaman ilerledikçe afetin o korkunç boyutu hafızalara kazınmaya başladı.
Bu afet olmadan önce uyuyanlar kimlerdi? Afette uyananlar kimlerdi? Afet sonrasında uyananlar oldu mu?
Bu sorulara şimdilik kimse uğramıyor. Televizyonlar bilir kişilerle doldu taştı, kanallar tabloyu yansıtmak için bir oraya bir buraya koşmaya başladı.
Türkiye uyandı, apar topar yardım etmek gerektiğini düşünerek herkes gücü ölçüsünde yardım yağdırmaya başladı.
Yardımlar yağıyordu ama bölgeye ulaşmak, yardımları ulaştırmak pek mümkün olmuyordu. Yıkılan, çöken yollarda büyük bir kalabalık, herkes o koca yaraya merhem olmak için yarışa girmişti. Ama bu yarışa giren vefalı millete yol gösterip, organize edecek kimse yoktu o korkunç tablonun olduğu alanda. Sonra bölgeye kurtarma ekipleri akın akın gelmeye başladı.
Yer yüzü herkesi uyandırmak istercesine hala sallanıyor, milleti silkeleyip kendine gel dercesine sarsıntılar devam ediyordu. İlk sarsıntıyla yıkılanların yanında zar zor ayakta duranları da sonraki sarsıntılar tek tek yıkıyordu. Ne diyordu yaşlı dünya bu bölgede, dengeyi bozdun, benim gerçeklerimi unuttun, kendi gerçeklerinle düzen kurmaya çalıştın. Ama ben bunu kabul etmem, benim gerçeklerimi öğrenmen gerek diyordu. Bunu daha öncede buna benzer afetlerle anlattım sana, anladın mı beni, HAYIR!..
Büyük Acı Yaşanırken Neler Oldu?
Acıların sesleri arşa yükseldi. Yataklarından gece yatak kıyafetleriyle dışarı fırlayanların sınavı daha bitmemişti. Afetin kendi görebildikleriyle ne denli büyük olduğunu görüp, sevdiklerinin nerede olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Korkunç gerçeği idrak ederken, bu seferde onları acı bir soğuk karşıladı. Yaşlılar, çocuklar ve diğerleri soğuğun kucağına düşüvermişlerdi. Ne yaptılar, nasıl korundular kimse bilmiyor. Gün ışımaya başladı, sağdan soldan bulduklarıyla korunmaya başladılar ama yoktu hiç bir şey.
Türk milleti koşarak gelmişti, ben buradayım demişti, demişti ama organizasyon olmadığı için yardımlar bir türlü ulaşmamıştı yerine. Yine büyük bir özveri ile uğraşmaya devam ettiler, yardımları ulaştırmak için. Baktılar olmuyor kendileri organize olmaya başladılar. Arka arkasına gelen acı haberler herkesin nefesini kesmişti.
Neden böyle olmuştu? Niye bu kadar çaresiz kalınmıştı? Niye kimse gerekeni yapacak şekilde orda değildi?
Bu soruların cevabını verecekler, sırayla kendilerini aklama çabasına girerken, bu çabalar kimsenin umurunda değildi. Artık söylenecek sözler hükümsüz ve acıyı azaltmıyordu, aksine yetkililerce yapılan açıklamalar daha da acı veriyor, bir türlü umut olmuyordu.
Daha sonraki saatlerde ise umut olabileceklerin peşine düşülerek, yardım yarışında ipi göğüsleme, kendilerini gösterme, gerçekten yardım etmek isteyenlerin önü kapatılma derdine düşüldü. Çünkü yapılması gerekeni zamanında yapılmama suçluluğu itiyordu, bu davranışa onları.
Büyük acıyı sadece göçük altından sağ çıkarılanların sevinci bölüyordu.
Peki Göçük Altında Kim Kalmıştı!..
O Koca Fay Hattı Kimleri Yutmuştu?...
Kimleri mi?
O koca fay; İnsan odaklı çalışmayanları, sadece dünyalıkla mutlu olanları, daha çok daha çok benim olsun diyenleri, vatandaşın huzurunu ve sağlıklı yaşama hakkını yerine getirmeyenleri, ben olucam, tek olucam, herşeyi ben bilicem, ben yöneticem, ben herkesten daha büyük olucam, bu dünya benim kimseye vermicem diyenleri yutarken, bunun faturasını, bütün bu bencilliğini orta yere kusanlara umarsızca bakıp ses çıkarmayan halka büyük bir acıyla ödetti o koca fay…
O koca göçüğün altında; Gerekli birimleri gerektiği gibi yönetmeyenler, o birimlerin gereğini yerine getireyip o birimin etiketi ile ortalıkta kabara kabara hindi misali gezenler, bu birimlerin iyi yönetilip yönetilmediğini kontrol etmeyenler, kontrol etmedikleri gibi dahasına izin verenler ve bu birimler daha iyi olsun diye yapılan yardımları bu birimlere değilde başka yerlere harcayanlar, yapılan yanlışlıklara işine geliyor diye ses çıkarmayıp işine geldiği gibi davrananlar yani kısacası acı faturayı canıyla, malıyla ödeyen halkı yönetenler ve yönetilenler kalmıştır.
Ama Türk Milleti çok büyüktür, çok merhametlidir. Bütün bunları bir kenara bırakıp yardım elini uzatıp depremle düşen o bölgeyi elinden tutup kaldırmak için, büyük bir özveri ve elbirliğiyle koşmuştur. Koşmaya da devam ediyor. Yaraları sarıp, bağrına basmaya devam ediyor, edecektir de.
Son Söz Olarak
Yüce Allah bir daha göstermesin.
Yüce Allah tüm insanlığı böyle afetlerden korusun.
Yüce Allah Türk Milletine yardım etsin ve korusun.
Yüce Allah bu büyük acılardan ders almak için milletimizin uyanma yeteneğini artırsın.
Yüce Allah birliğimizi, beraberliğimizi, merhametimizi ve bilimle bunlara maruz kalmama yönünde istikametimizi artırsın.
Yaşadığımız bu büyük acıda kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar, zor durumdaki vatandaşlarımıza da güç ve sabırlar diliyorum…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.