Okutan; ''Konuşan Türkiye Değil, Susan Türkiye İsteniyor''

Okutan; ''Konuşan Türkiye Değil, Susan Türkiye İsteniyor''

Okutan; ''Konuşan Türkiye Değil, Susan Türkiye İsteniyor''

A+A-

İÇTÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ İLE ‘KONUŞAN TÜRKİYE’ DEĞİL, ‘SUSAN TÜRKİYE’ İSTENİYOR

Bağımsız Isparta Milletvekili Nuri Okutan parlamentonun gündemindeki içtüzük değişikliğinin amacının muhalefetin sesini kısmak olduğunu belirterek, “bu husus parti devleti olmanın ve tek adam rejiminin tabii bir sonucudur” dedi.

Nuri Okutan, “bizim TBMM İçtüzüğü ile ilgili itirazlarımız sadece kendimiz için değil, iktidar milletvekillerinin de hukukunu koruma adınadır.

Çünkü bu içtüzükle iktidar muhalefet ayrımı gözetmeksizin bütün milletvekillerinin, dolayısıyla milletin sesi kısılmakta, tesis edilen yeni rejimle ‘konuşan Türkiye’ değil, ‘susan Türkiye’ arzulanmaktadır.” Şeklinde konuştu. Nuri Okutan TBMM’de düzenlediği basın toplantısı görüşülmekte olan ve genel kurulda bugün kabul edilmesi beklenen içtüzük değişikliği başta olmak üzere gündemdeki konuları değerlendirdi.

MUHALEFETİN ARTIK BASINDA VE DİĞER ALANLARDA SESİNİ DUYURMASI ZOR

Bir gazetecinin “CHP’nin TBMM Genel Kurulu’nda geceden beri oturma eylemini nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorusunu cevaplandıran Nuri Okutan “Başarılar diliyorum. Tabii muhalefetin artık basında ve diğer alanlarda sesini duyurma imkânı zor. Ancak bu tür eylemlerle iktidar tarafına ve kamuoyuna sesini duyurması yöntemi kalıyor elde. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de bu yöntemi kullandığını düşünüyorum ve başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

BÜYÜKELÇİLİK GİBİ ÖNEMLİ GÖREVLERDE BİRİKİM VE LİYAKAT ESAS ALINMALI

Nuri Okutan, Merve Kavakçı’nın Büyükelçi olarak atanmasına ilişkin soruyu da şöyle cevaplandırdı. “Bu tür kamu görevleri, Büyükelçilik gibi, Valilik gibi önemli kamu görevleri, çok ciddi birikime ihtiyaç olan meslekler. Oralarda liyakat esas alınmalı. Oralarda devlet, aynı zamanda hükümet de temsil edilmektedir. Bakanlık ve devlet tecrübesi olan arkadaşlarımızın bu tür görevlere getirilmesinin daha uygun olacağı kanaatindeyim.”

YENİ BİR ANAYASA VE MUHALEFETİN HAKLARINI KORUYAN BİR İÇTÜZÜK YAPACAĞIZ

Muhalefet partilerinin seslerinin kısılmasının demokrasiyi zayıflatacağını ve hiçbir partinin sonsuza kadar iktidarda kalamayacağını anlatan Isparta Milletvekili Nuri Okutan; “Bugün buradan ilan ediyoruz. Bizim milletimize bir sözümüz var. Şaibeli referandumla meşruiyetten yoksun olan anayasa değişikliğini ve şimdiki antidemokratik TBMM içtüzük değişikliğini kaldırıp atacağız. Hukuku, demokrasiyi ve özgürlükleri eksene alan yeni bir anayasa ile muhalefetin haklarını garanti altına alan bir TBMM İçtüzüğü yapacağız” dedi.

“SAYIN BAHÇELİ İLAHİ GAZABI HAREKETE GEÇİRMEYE Mİ ÇALIŞIYOR ACABA?”

TBMM İçtüzüğü’nün değiştirilmesinde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tutumunu da eleştiren Nuri Okutan, bu değişiklikle Bahçeli ve MHP’nin kazanacağı bir şey olmadığını belirterek : “Sayın Bahçeli Ak Parti’nin zulmünü artıracak imkanları ve fırsatları onlara cömertçe sunuyor. Hem de ‘kavli dua’ ile değil ‘fiili’ olarak. Üstelik tüm siyasi geleceğini bitirme pahasına. İnsan düşünmeden edemiyor. Acaba Sayın Bahçeli Ak Parti’nin zulmünü tırmandırıp ilahi gazabı harekete geçirmeye mi çalışıyor.”

Parlamentonun gündeminde olan içtüzük değişikliğinin temel amacı, muhalefetin sesini kısmaktır…

Bu husus parti devleti olmanın ve tek adam rejiminin tabii bir sonucudur.

37. Maddedeki değişiklik teklifi ile bir milletvekilinin yasa tekliflerinin gündeme alınmasına ilişkin tüm yasama döneminde bir istemde bulunabilmesi ve haftada bir Salı günü tek milletvekilinin isteminin görüşülebilmesi ile Meclis TV yayınına ve milletvekillerinin genel kurul konuşmalarına getirilen süre kısıtlamaları bunun açık göstergesidir.

Şu bilinmelidir ki; muhalefet partilerinin seslerinin kısılması parlamentoyu zayıflatacaktır. Sonuçta zaten buzdolabına kaldırılmış olan demokrasimiz böylelikle ağır bir darbe daha alacaktır. Muhalefetin sesinin kısılması otoriter ve baskıcı her idarenin istek ve arzusudur. Ne yazık ki bu istek sadece antidemokratik yönetimlerde gerçekleşebiliyor. İç tüzük değişikliği Türkiye’de muhalefetin nefessiz bırakılmasının ve demokrasimizin tepetaklak aşağı doğru gitmesinin açık bir göstergesidir. Şimdiden uyarıyoruz. Hiçbir parti ilanihaye iktidarda kalamaz.

Her iktidarın bir gün muhalefete düşmesi kaçınılması mümkün olmayan bir akıbettir. Gelin yarın çok şikayetçi olacağınız bir düzenlemeyi, bugün kendi elinizle yapmayın. Bugün buradan ilan ediyoruz. Bizim milletimize bir sözümüz var. Şaibeli referandumla meşruiyetten yoksun olan anayasa değişikliğini ve şimdiki antidemokratik TBMM içtüzük değişikliğini kaldırıp atacağız.

Hukuku, demokrasiyi ve özgürlükleri eksene alan yeni bir anayasa ile muhalefetin haklarını garanti altına alan bir TBMM İçtüzüğü yapacağız.

TBMM içtüzük değişikliğinde bizi asıl üzen MHP’nin ve Sayın Genel Başkanının tavrıdır.

Peki, Sayın Bahçeli bunu neden yapıyor olabilir? Hadi referanduma konu olan Anayasa değişikliğine verilen desteği koltuk koruma amacına bağlayalım.

Ancak TBMM İç Tüzüğünde değişiklik yapıp muhalefetin sesini kısmaktan Sayın Bahçeli’nin ve MHP’nin kazanacağı bir şey olmaması gerekir.

O zaman akla başka bir şey geliyor.

Anadolu’da zalimin hidayeti ve ıslahı için dua edilmez… Zalime sadece “Allah zulmünü artırsın” denir. Bunun sebebi de zulüm artıp bütün hadleri aşınca Allah’ın zalimi cezalandıracağına olan inançtır.

Sayın Bahçeli Ak Parti’nin zulmünü artıracak imkanları ve fırsatları onlara cömertçe sunuyor. Hem de “kavli dua” ile değil “fiili” olarak. Üstelik tüm siyasi geleceğini bitirme pahasına.

İnsan düşünmeden edemiyor. Acaba Sayın Bahçeli Ak Parti’nin zulmünü tırmandırıp ilahi gazabı harekete geçirmeye mi çalışıyor.

Bizim TBMM İçtüzüğü ile ilgili itirazlarımız sadece kendimiz için değil, iktidar milletvekillerinin de hukukunu koruma adınadır. Çünkü bu içtüzükle iktidar muhalefet ayrımı gözetmeksizin bütün milletvekillerinin, dolayısıyla milletin sesi kısılmakta, tesis edilen yeni rejimle “konuşan Türkiye” değil, “susan Türkiye” arzulanmaktadır.

Her şeye rağmen milletimiz umutsuzluk içinde olmasın. Baskı ve zulüm politikaları sonsuza kadar payidar olmayacaktır.

Milletimiz kendi sinesinden çıkaracağı evlatları vasıtasıyla bu ülkede demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku ve adaleti tam ve kamil manada bir gün mutlaka gerçekleştirecektir.

Katılımınızdan dolayı tekrar teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”

 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.