BİR HASANKEYF HATIRASI...

Özcan PEHLİVANOĞLU

Siyasetin en sevdiğim yanı bu vesile ile Türkiye'yi gezmek ve insanlarımızla tanış olmaktır. Son yaptığımız Mardin ve devamında gittiğimiz Midyat, Ömerli, Gercüş ve Hasankeyf seyahatinde de, bu böyle oldu.

Onlarla yaptığımız konuşmalarda kah sorunlarını, kah hayatın güzelliklerini araya hatıralar sıkıştırarak anlattılar. Bu bize bir kez daha siyasetin “gitmediğin yer senin değildir” kuralını canlı olarak yaşattı.

Hele bir delikanlının 50 sene önce Süleyman Demirel'in yoldan geçerken Hasankeyf'e uğrayışını, mağaralarda yaşayan insanları görünce “bana oy verin, sizlere ev yapıp, mağaralardan kurtaracağım” deyişini bir anlatışı vardı ki, heyecanlanmamak mümkün değildi.

Sorunlar bildiğiniz sorunlar! Yoğun nüfus artışı nedeni ile gençler arasında aşırı bir işsizlik var. Eğitim gene sancılı. Tarım ve hayvancılık Türkiye'nin genelinde olduğu gibi bölgede de çöküş içinde... Ekonominin giderek bozulması, orada da halkı etkilemeye başlamış. Bu sebeple esnaf perişan halde. Üretimsizlik bölgenin belini büküyor. Bu yüzden siyasette yeni arayışlar başlamış.

Bu yazdıklarımdan rahatsız olabilirsiniz ama birileri de, gördüklerini anlatmak ve konuşmalara tercüman olmak zorunda. Çünkü aralarında bazılarının bu şekilde talepleri oldu ve “sesimizi duyuramıyoruz” dediler.

Bunları yazarken, vatandaşı olmaktan gurur duyduğum Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, bütün varlığı ile hizmet götürmeye ve huzuru sağlamaya çalıştığını da, özellikle belirtmeliyim. Allah bizleri devletsiz bırakmasın!

Aralarında biri var ki; ona kendisinden bahsederek bir yazı yazacağıma söz verdim. O da Hasankeyfli Muhammed Usta. Kendisi halı dokuyor. Bende kendisinden, keçi tiftiğinden dokunmuş küçük bir “Hasankeyf Hatırası” aldım. O artık bu mesleğin unutulduğunu söylüyor. Bir iki kişi yapıyorlarmış. Diyor ki, Hasankeyf geçmişte bu işin merkeziymiş. Siirt nasıl bu dokuma işinde marka ise Hasankeyf dokumalarının da çoktan marka olması gerektiğini anlattı.

Yetkililerle görüşmüş, Halk Eğitim Merkezi'ne gitmiş ama sonuç alamamış. “Bana cüzi bir maaş versinler, gençlere bu mesleği öğreteyim, hem işsizliğe hem Hasankeyf İlçesinin ekonomisine katkımız olsun” diyor. İşin erbabı ki, önümüzdeki günlerde İstanbul'da yapılacak fuarda Batman'ı temsil edecek.

Bir de “Dolar Ahmet”le konuştuk. Aldığımız kuru dutların kilosunun sadece altı lira olduğunu söylersem, üreticinin değil aradaki komisyoncuların ne kadar para kazandığını zannedersem anlarız.

Şu bir gerçek ki; Türkiye bir bütün... Yurdun dört bir köşesinde benzer yaşamlar, benzer sorunlar, benzer üzüntüler ve de benzer mutluluklar var. Bence bu durum geleceğimizin en büyük teminatı. Ancak çocuklar ve gençler en büyük sorunumuz!

Nice Muhammed Ustalar ve nice sesini duyurmak isteyenler var. Ben verdiğim sözü tuttum. Belki birileri, okurda; Hasankeyf'in dokumalarına sahip çıkar. Bunu çoktan hak etmişler.