Türk tarihine yakışan liderler!

Arslan BULUT

Fransa ile İtalya arasında bir süredir ciddi bir gerginlik yaşanıyor. Tartışma, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte'nin, "Fransa'nın BM Güvenlik Konseyi'ndeki koltuğu AB'ye verilmeli" sözleriyle başlamıştı. Bilindiği gibi Fransa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden biri. İtalya ise "Madem Avrupa Birliği olarak birleştik. Güvenlik Konseyi'nde de Avrupa Birliği adına temsil edilmeliyiz" diyor.

İtalya Başbakan Yardımcısı Luigi Di Maio, Fransa'yı Afrika'da sömürgecilik yapmakla suçlamış, İçişleri Bakanı Matteo Salvini de Fransa'daki Sarı Yelekliler'in eylemlerine destek vermişti. Fransa'nın Avrupa Birliği Bakanı Nathalie Loiseau, "Anlamsız açıklamalar. 'Kim daha aptal' diye yarışma yapmak istemiyoruz. İtalya ile yapacak çok işimiz var" diye cevap vermişti!

Son olarak da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya ile yaşanan gerginlikle ilgili, "İtalyanlar çok büyük bir halk ve bizim dostumuz. Onlar tarihine yakışan liderler hak ediyor." dedi!

***       

Almanya Başbakanı Angela Merkel de 13 Aralık 2018'de Avrupa Parlamentosu'nda, "Avrupa'nın Geleceği" konulu bir konuşma yapmış ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Avrupa ordusu" teklifine destek vererek 'gerçek bir Avrupa ordusu' kurulması için çağrıda bulunmuştu.

Merkel ayrıca başkanlığı rotasyon ile değişecek bir "Avrupa Güvenlik Konseyi" kurulması önerisinde de bulunmuştu.

Ertuğrul Özkök'ün nakline göre Merkel, Davos'ta da "Yeni bir küresel mimariye ihtiyacımız var. Ben ve arkadaşlarım, yarının ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir küresel düzenin kurulması gerektiğine kuvvetle inanıyoruz." dedi. Özkök, bu sözleri, "Merkel'den, Tayyip Erdoğan'ın 'dünya, beşten büyüktür' yaklaşımına destek" olarak yorumlamıştı.

***

Nejat Eslen ise Brzezinski'nin, ABD adına geliştirdiği "Avrasya Satranç Tahtası" stratejisi ile ilgili olarak "Yaklaşık yirmi yıl sonra geriye baktığımızda, Brzezinski'nin yanıldığını, Avrasya'yı kontrol ederek küresel liderliği sürdürme projesinin, Amerika'nın güç yetersizliği ve yanlış hamleleri nedeni ile başarısız olduğunu ifade etmek mümkündür.

ABD, 1992 yılında tanımladığı jeostratejik hedeflerini gerçekleştirememiş, bu yirmi yıllık süre içinde kendisine rakip olabilecek Çin gibi bir küresel gücün, Rusya gibi bir kıtasal gücün yükselmesini önleyememiş, Çin'in küresel rol oynamayı hedeflemesine mani olamamıştır. Bu durum, Amerika'nın Soğuk Savaş sonrasında uyguladığı Avrasya jeostratejisinin başarısız olduğu anlamına gelmektedir.

Trump farklı düşünse de ABD'nin şimdiki amacı, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve Amerikan çıkarlarına hizmet eden uluslararası düzeni kurumları ile birlikte koruyarak küresel liderliğini sürdürmektir. ABD, bu amaçla, farklı yöntemlerle, rakip Çin'in yükselişini engellemeye çalışmaktadır.

Türkiye ise Avrasya kıtasındaki değişimlere adapte olmakta ve yeni jeopolitik kimliğini tanımlamakta zorlanmaktadır." diyor.

***

Peki ne yapmalı? Bu sorunun kısa bir cevabı yok ama Macron'un İtalyanlar için söylediğini Türkler için düşünürsek, "Türkler çok büyük bir millet ve kendi tarihine yakışan liderler hak ediyor." diyebiliriz.

Dr. Muhsin Kadıoğlu, "Kızılelma"nın ne demek olduğunu bütün tarihî kaynakları inceleyerek ve tabii ki Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'a de başvurarak yazdı. (Kitap Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı yayınları arasında çıktı.)

Gökalp, "Kızılelma" adlı manzum hikâyesinde, "Maksadı gitmektir birliğe doğru, / Millî düşünceye, dirliğe doğru, / Bilir bir gün millî irfan doğacak, / Yeni Orhun, yeni Turfan doğacak" diyor. Gökalp, yeni bir medeniyet projesinden söz ediyor. Türkler, kendi tarihlerine yakışan Atatürk gibi liderleri bulup başının üzerine çıkardığında yeni medeniyet yolculuğunun önü açılmış olur!