Yargılayalım, Veee... Parantezi Kapatalım!

Yargılayalım, Veee... Parantezi Kapatalım!

Demokrat Parti Denizli İl Başkanı ve Genel İdare Kurulu Üyesi Aşkın Çelik,gazetemize önemli açıklamalarda bulundu

A+A-

“27 Mayıs'ta idam edilen, millet iradesiydi” 

“16-17 Eylül 1961 günleri şahadetlerinin 55. yıldönümünde, demokrasi şehitlerimizi yad etmek için iş bu basın  açıklamasını  yaptık.

 

       Genel Başkanını ve Başbakanını şehit vermiş bir davanın mensupları olarak bugün bir kez daha demokrasi şehitlerimizi, merhum Başbakanımız Adnan Menderes, Dış işleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanımız Hasan Polatkan başta olmak üzere tüm dava arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun Cenab-ı Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun.

 

       Milletimizin gönlünde sonsuza dek şerefli bir davanın şehitleri olarak tarihe geçtiler. Onlar ve o yoldan yürüyenler “Büyük ve Kuvvetli Türkiye” idealine inandılar. Büyük Türkiye idealine “çalışarak çok çalışarak” varılabileceğini savundular. Bu gücünde halk iradesinden aldılar. Hiçbir şeyin milletten ayrı yapılamayacağını bildikleri için YETER SÖZ MİLLETİN DEDİLER… Bugün demokrasi tarihimizin en acılı günü. Ne yazık ki; tarihimizin hiç yaşamamış olmayı dilediğimiz büyük utançlarından birini, demokrasi tarihimizin kapkara bir sayfasını anıyoruz. 55 yıl önce bugün bu milletin en çok sevdiği evlatlarından üçünü, nefret ve kinin uğursuz bulutları altında 27 Mayısta'ta başlayan eşkiya hareketlerine, demokrasi davası uğruna şehit verdik.

 

    “Tüm zulümlere ve ölüme yalnızca metanetle karşılık  Verdiler''                                                                       

Aynı dava uğruna Menderes ve arkadaşları ile birlikte nice demokrasi kahramanı demokrat da, aynı süreçte, akıl hafsalanın sınırlarını zorlayan bir nefret ve kinin en ağır ve haksız zulümlerine maruz kaldılar. Düzmece iddialar, uydurma yargılamalar, her türlü psikolojik şiddet ve işkence, aşağılama ve hakaret ile aileleriyle birlikte sayısız zulümlere maruz kaldılar. Böyle bir süreçte, Menderes ve arkadaşları, davalarının haklılığının bilinciyle tüm zulümlere ve ölüme yalnızca metanetle karşılık verdiler.  Sayısız iftira, hakaret ve zulme maruz kalan bu demokrasi kahramanlarına yöneltilen tek suçları, tek parti zihniyetinden ayrılmaları, milletle bütünleşmeleri, istikameti milletin yönüne çevirmeleriydi.   Halkın gasp edilmiş haklarının, baskı altındaki değerlerin mücadelesini vermekti. Köylünün, kırsalın hakkını savunmak, ayrıcalıkları yok edip , milletin zincirlerini kırıp atmaktı. Onlar, bir büyük davanın savunucuları idiler”   Türkiye'yi tarihi misyonuna uygun bir şekilde bulunduğu coğrafyanın merkezinde konumlandırmalarıydı.Onlar, bugün eksikliğini derinden ve şiddetle hissettiğimiz onurlu, haysiyetli bir büyük davanın savunucuları idiler..                                                                

 

27 Mayısta' başlayan süreçle idam edilmek istenen Menderes, Zorlu ve Polatkan değil, onları o konuma getiren millet iradesiydi..

 

Amaç, milleti ayrıcalıklı bir zümre karşısında yıldırmaktı.Ancak tüm bu darbelere rağmen, demokrat davanın  savunucuları milletimizin gönlünde yaşarken bu zulmü yapan zihniyet milletin vicdanında sonsuza dek mahkum olmuştur..

 

Onları ve savundukları değerleri yok etmeye çabalayanlar yokluğa mahkum oldular.

 

“Zeybeği, idam ettiler amma,davası dimdik ayakta..”duruyor.

 

    O yüksek ruh, o millet ve vatan sevgisi, demokrasi şuuru, bu topraklar üzerinde ebediyen sürecektir.Tam da bugünlerde Türkiye bu ruha, çok güçlü bir özlem duymaktır.

 

“1946 ruhunun mihmandarlığında arzu ettiğimiz Türkiye'yi    gerçekleştireceğiz”

 

 

 

Milletimizin demokrasiye duyduğu aşk ve sadakat Menderes ve arkadaşlarının aziz hatırasıyla birlikte bu topraklarda yaşamaya devam edecektir.

 

Bu ruhu, kutlu bir emanet gibi gönüllerimizde gururla taşıyacak, yeni nesillere miras bırakacağız.

 

1946 ruhunun mihmarlandığında ancak, nostaljide yaşayarak değil, geçmişe bağlanıp kalmadan ve fakat geçmişin birikimini ileriye taşıyarak arzu ettiğimiz Türkiye'yi gerçekleştireceğiz.

 

1946'da başlayan onurlu davanın haklılığı, yüceliği;

 

İstikametlerinin, mücadelelerinin, yürüdükleri yolun doğruluğu yarım asır sonra herkesçe anlaşılmaktadır.

 

Bunun en somut göstergesi ise, o günden bu güne devam eden demokrat geleneğe, bu kıymetli mirasa sahip çıkma çabalarıdır. 

 

 

Bizler, demokrat geleneğin mirasçıları olarak,1946 yılında başlatılmış oldukları bu şerefli ve onurlu davaya bugün Demokrat Parti çatısı altında hizmet etmeye devam ediyoruz ve devam edeceğiz…

 

Diğer yandan, Demokrat parti geleneğinin mirasçıları olarak, tüm siyasi partilerin, aktörlerin ve sivil toplum kuruluşların bugün Demokrat Parti mirasına gösterdiği hürmetten memnuniyet duyuyor, bu onurlu mirasa sahip çıkma çabalarını anlayışla karşılıyoruz.

Biz özde demokrat geleneğini devam ettirdiğimiz sürece; Menderes ve dava arkadaşları ile başlayan ve devam eden demokrasi mücadelesinde, atılan her adımda, okunan her ezanda, kalkınma yolundaki adımlarda “Büyük Türk Milleti” onların izlerini görecek ve onların açık olan amel defterlerine hayır dualarını göndermeye devam edecektir.

 

                    “Allah onlardan razı olsun..”

 

BURADAN AÇIK ÇAĞRIMIZ SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN a SAYIN BAŞBAKANIMIZ BİNALİ YILDIRIMA 1960 YILINDA AÇILAN DARBE PARANTEZİNİ GELİN 15 TEMMUZ DARBECİLERİNİ YASSI ADADA YARGILAYIP PARANTEZİ KAPATALIM. 

 

DEMOKRAT PARTİ DENİZLİ İL BAŞKANI           

 AŞKIN ÇELİK

 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.