Eğitim Yozlaştırılamaz, Sahneler Karartılamaz

Eğitim Yozlaştırılamaz, Sahneler Karartılamaz

Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bugüne pek çok tehlike atlattı. Bu tehlikelerin birçoğu da son 22 yılda yanlış iç ve dış politikalar sonucunda gerçekleşti.

A+A-

Bunları Türk kimliğiyle ve cumhuriyetimizle kavgalı ideolojilerden beslenen liyakatsiz kadrolar nedeni ile yaşadık. Milletimize bu tehlikeleri yaşatanlar hız kesmeden özgürlük alanımızı daraltmaya da devam ediyor. Bu tecrübeyle "yetkili" kişilerin açıklamalarını tedirginlikle izliyor ve bu tehlikeli açıklamalara ısrarla karşı çıkıyoruz.

Önce geçtiğimiz yaz, dernek görünümlü dinbaz yapıların hayata müdahale eden açıklamaları nedeni ile gençlik festivalleri iptal edilmişti. Buradaki temel maksat, gençlerimizin hep beraber eğlenmesini engellemek ve toplumun içine nifak tohumları atmaktı. Şimdi ise Millî Eğitim Bakanı'nın bu anlayışa hizmet eden ve karma eğitim karşıtı açıklamaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin her geçen gün daha da talihsiz olaylar yaşayacağının işaretleridir.

Kadın ve erkek eşitliğinin ortadan kaldırılmasına zemin teşkil edecek uygulamaların dayatılmasını dikkatle takip ediyoruz. Cinsiyet ve cinsel yönelimler üzerinden kasıtlı şekilde toplumu kutuplaştırıcı söylemlerle bir 'menzile' yüründüğünün de farkındayız. Sağlıklı bir kimlik gelişimi için karma eğitimin pedagojik açıdan son derece faydalı olduğunu tüm dünya kabul ediyor. Ama kadın ve erkekleri ikiye bölerek belirledikleri ideolojileri için devşirme arayışına çıkanların gerekçesi, ifade edilmese de yine cinsellik temellidir. Oysa cinsiyetlerin birbiri ile en kolay ve güvenli şekilde temas edebildiği yegâne alanlar okullardır. Daha ilkokul çağındaki çocuklara, “sen erkeksin onlar kadın, aman ha” veya “sen kadınsın onlar erkek, aman ha” demek gelecekteki sapıklıkları beslemekten başka bir sonuç vermez. Bunları onların kontrolündeki birçok odakta sık sık rastlanan taciz ve tecavüzlerde görüyoruz.

Öncelikle ahlâk bekçiliğine soyunmuş zihniyetin, ahlâkın sadece cinsiyetle ilgili olmadığını hatırlamaları gerekir. Yolsuzluk yapan bir yönetici, devleti talan eden anlayışı içselleştiren, nepotizmi kurumsallaştıran, hırsızlık yapan, iftira atan bir kişi sırf farklı cinsiyetteki bireylerin bir arada bulunduğu yerlerde durmadığı için ahlâklı sayılamaz! Bununla birlikte karşı olduklarını söyleyerek vurguladıkları pek çok şeyin, bir başkasını etkilemediği sürece kişisel özgürlük olduğunu da vurgulamalıyız. Özgürlük, bilindiği üzere bir başkasının zarar göreceği sınıra kadardır. Bu açıdan, Millî Eğitim Bakanı'nın bir hedefe yönelik bu açıklamaları, temelde insanların güvenilmez ve ahlâksız olduğunu ifade etmesi anlamına da gelir. Oysa kişiler, cinsiyetleri üzerinden değil; karakterleri, haysiyetli duruşları, insanî değerlere sadakati ve topluma katkısı üzerinden değerlendirilmelidir.

Laik cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılında, özgürlüklere karşı âdeta savaş açmış zihniyete karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Türk evlatları olarak, Osmanlı aydınlanmacılarından Mustafa Kemal Atatürk'e kadar tüm yakın tarihimizin çağdaşlaşma için verdikleri mücadelesini karartmaya güçlerinin yetmeyeceğini açıkça bildiriyoruz.

bildiri-gorseli.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.