Hafize Kurban Davası Ocak Ayına Ertelendi

Hafize Kurban Davası Ocak Ayına Ertelendi

Denizli'de, eşi Hafize Kurban'ı boğazından bıçaklayıp öldüren Uğur Kurban ilk duruşmadaki ilk açıklaması ortaya çıktı.

A+A-

DENİZLİ (AA) - 

Denizli 6. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmaya, "tasarlayarak eşini kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık 22 yaşındaki Uğur Kurban'la maktulün babası Mustafa Balık ve çok sayıda avukat katıldı.

Polis, duruşmadan önce adliye önünde geniş güvenlik önlemleri aldı. Denizli Barosu'nun da müdahillik için başvurduğu davanın duruşmasını çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri de takip etti.

Kimlik kontrolünün ardından savunma yapan sanık Kurban, bir tekstil firmasında çalışırken eşiyle tanıştığını ve bir müddet sevgili kaldıktan sonra 2014'te evlendiklerini, iki çocuklarının olduğunu anlattı.

Evlendikten sonra tartışmalarının olduğunu fakat 3-4 ay önce arttığını aktaran sanık, eşinden şüphelenmesi üzerine telefonundaki WhatsApp kodunu kopyalayarak kendi telefonuna yüklediğini belirtti.

Sanık Kurban, 23 Ağustos'ta işte iken eşinin başka biriyle mesajlaştığını fark edince olayı kayıt altına aldığını ve kayınpederini evine çağırdığını ifade ederek, şunları öne sürdü:

"Yoldayken kayınvalidemi ve Afyonkarahisar'daki babamı da aradım. Eve girdiğimde kayınpederim ve eşim vardı. Kayınpederim ayağa kalktı ve mesaj kayıtlarını göstermemi söyledi. Ben de eşimin yazışmalarını gösterdim. Kayın pederim, 'Hani arkadaşındı' diye eşimin yüzüne 4 kez vurdu. O çekildikten sonra ben eşimi çenesinden tuttum ve geriye doğru ittim. Boşanma kararı aldığımdan bir şey yapmak istemedim. Sonra evin koridorunda kapının camına vurdum, elimde hafif kesi oluştu. Kızgınlıkla mutfağa doğru gittim, bıçağı elime aldım, kayınpederim 'Bırak oğlum.' diye elimden bıçağı alıp beni sakinleştirdi. Eşim bu arada evden çocukları alıp gitmiş."

Annelerinin çocuklarını bıraktığı kayınpederi ile eşine ulaşmaya çalıştıklarını söyleyen sanık Kurban, "Birkaç sefer telefonunu aramama rağmen ulaşamadım. Polise kayıp ihbarında bulunmaya karar verdik. Daha sonra kayıtlı olmayan bir numaradan arandım, açtım eşimdi. Denizli Devlet Hastanesi acilde olduğunu, gelmemi söyledi. Kayınpederimi aradım ve eşimi bulduğumu söyledim. Yanına gittim, polisler vardı. Babasından şikayetçi olacağını, polislerin kendisini sığınma evine yerleştireceğini söyledi. Polisler, eşimle Kınıklı Polis Merkezi'ne gideceklerini, benim de aracımla arkalarından gelebileceğimi belirttiler. Eşim polis merkezinde şikayetinden vazgeçti." diye konuştu. 

- "Anlaşmalı boşanma yapmamızı söyledim"

Eşi evden ayrıldıktan sonra pazar günü eve gelip eşyaları sattığını kaydeden sanık, "Pazartesi günü eşimin görüşme kayıtlarının, mesajlarının, başkasına attığı fotoğrafların, sohbet geçmişinin çıktısını alıp adliyeye giderek boşanma davası açtım. Gürlek'teki ağabeyimin evine geri gittim. Salı günü kayınpederimi arayıp eşimle görüşmek istediğimi, telefonu vermesini söyledim. Eşime telefonda boşanma davası açtığımı, çekişmeli boşanma davasının uzun süreceğini, anlaşmalı boşanma yapmamızı, arabayı satıp yarısını vereceğimi söyledim. Çocukların velayetinin de kendisinde kalabileceğini söyledim, kabul etmedi." şeklinde konuştu. 

Sanık Kurban, eşyalarını almak üzere eşinin, babasıyla eski oturdukları eve gideceklerini söylemesinin ardından oraya gittiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Oturduğumuz eve gittim, kapıda bacanağımın aracı vardı. Telefonda tartıştığım bacanağım ve kayınpederimle kavgalı olduğumdan arabamdaki bıçağı yanıma aldım. Eve çıktım, eşimle orada görüştük. Eşim 'Dışarı çıkalım sigara içelim' dedi. Dışarı çıktık, evin biraz ilerisinde konuşmaya başladık. Anlaşmalı boşanmamızın daha çabuk olacağını söyledim. 'O kişi beni götürseydi, onunla giderdim. Kaçak köçek buluşuyorduk zaten. Bana senden iyi davranıyor. Senin donuna kadar alacağım.' dedi. Ben buna dayanamadım, şoke oldum. Sol elimde olan bıçağı karın hizasına salladım. Eğilince göğüs ve boğazına isabet etmiş. Olayın ardından bir müddet ileride bıçağı attım. Bir yere oturup sigara yaktım. Arkasından polisi aradım, gelen polise teslim oldum, bıçağın yerini gösterdim."

Sanık, eşini bıçaklamakla, öldürmekle ilgili Hafize Kurban'ın bir yakını ile mesajlaşmalarının olup olmadığı sorusuna, "Daha önceden öldürmeyi düşünmemiştim. 'Benim iki çocuğum var, Hafize için elimi kana bulayamam.' dedim. Kesinlikle Hafize'yi öldüreceğime dair bir şey yazmadım." cevabını verdi.

Mahkeme heyeti, müşteki Mustafa Balık ile avukatlarının dinlenilmesi için duruşmayı 3 Ocak 2020'ye erteledi.

- Sivil toplum örgütleri açıklama yaptı

Öte yandan duruşmayı izlemek için Denizli Adliyesi'ne gelen Kadın Örgütleri Denizli Platformu ile çeşitli sivil toplum kuruluşları ve kadın derneklerine üye kadınlar, duruşma öncesi basın açıklaması yaptı.

Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan'ın da katıldığı açıklamada grup adına konuşan Perihan Üge, toplumun yüzde 50'sini temsil eden kadınların en temel haklarının yaşam hakkı olduğunu vurgulayarak, "Çocuklarımızın gözü önünde bizi katlederek, 'Namusumu temizledim' klişelerine sığınarak, bize her türlü şiddeti uygulayarak, bizleri ve mücadelemizi yok edemezsiniz. Kadın mücadelesi, canlarını feda etmekten kaçınmayan emekçi kadınların mücadelesidir. Biz kadınlar olarak her türlü şiddetinizden bıktık artık. Kadın mücadelemiz ve dayanışmamız devam edecek." ifadesini kullandı. 

Hafize Kurban'ın babası Mustafa Balık da gözyaşları içinde yaptığı konuşmada, adalete güvendiğini belirterek, "En ağır cezayı almasını istiyorum. Her şeyi önce Allah'a, sonra adaletimize havale ediyorum. Böyle insanların toplumda yeri yoktur. Gerekenin yapılacağına inanıyorum." dedi. 

- Olay

Denizli'nin Pamukkale ilçesi İncilipınar Mahallesi'nde 27 Ağustos'ta boşanma aşamasında olduğu eşi Uğur Kurban tarafından 2 yaşındaki oğlu Ayaz'ın yanında bıçaklanan ve ağır yaralı olarak Pamukkale Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan 23 yaşındaki Hafize Kurban, 5 Eylül'de hayatını kaybetmiş, eşi tutuklanmıştı.

6. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanığın, "eşi kasten tasarlayarak öldürme" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet, cinayetten birkaç gün önceki darp nedeniyle "eşi kasten yaralama" suçlamasıyla 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar, eşinin cep telefonundaki görüşmeleri izlediği ve kaydettiği gerekçesiyle "özel hayatın gizliliğini ihlal"den 1 yıldan 3 yıla kadar ve "kişisel verilerin kaydedilmesi" suçlamasıyla da 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.