Kente Dair Eleştirilerimiz Var!

Kente Dair Eleştirilerimiz Var!

Demokrasi Buluşması Çağrı Grubu adına Nebi Ebci ve Nur Nisa Erişmiş bugün bir basın toplantısı yaptılar.

A+A-

Toplantıda açıklamayı yapan Mali Müşavir Nebi Ebci şu ifadeleri kullandı:

Denizli yerel demokrasi güçleri ve democrat bireyleri olarak kent ve kırı biribirinden ayırmayan bir perspektifle sözümüzü ‘yaşam alanı’ üzerinden üretiyoruz. Nasıl bir yaşam alanı düşlediğimizi ve bu uğurda atacağımız adımları halkımızla paylaşıyoruz. Yerel demokrasiyi birlikte inşa etme sözümüzü paylaştığımız sözleşmemizi, alışagelen deyim olarak ‘kent sözleşmesi’ olarak adlandırıyoruz. Kent sözleşmemiz üç kısımdan oluşuyor. İl kısımda Denizli yereline ait eleştirilerimiz yer alıyor. İkinci kısım daha çok kentlere-yaşam alanlarına hangi perspektif ve ilkelerle yaklaştığımıza yer verdik. Üçüncü kısımda ise güncel taleplerimiz yer alıyor.

BİRİNCİ KISIM: Kente dair eleştirilerimiz var!

 Doğa ve insanlar üzerinde sömürünün ve ötekileştirmenin hakim olduğu, parayı merkez alan ve tek adam rejimi ile yönetilen Denizli.

 

*Denizli Büyükşehir yasası ile daha da merkezileşen, temsili demokrasinin krizi ile yönetilen, yönetimi temsiliyetlere bağlayan halkı yok sayan anlayışın hakim olduğu bir kent olmuştur. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Denizli’de tek adam rejimi inşa edilmiş, kentteki tüm kurumlara sirayet etmiştir. Şeffah, denetlenebilir, geri çağrılabilir kurumlar oluşturulamamıştır. Halk seçimden seçime akla gelir olmuştur.

*Toplumun geniş bir kesimi mevcut rejimin ötekileri haline getirilmiştir. Halklar, inançlar, cinsel yönelimler, mülteciler, farklı siyasal görüşe sahip kişiler, kültürel topluluklar vb. yok sayılmıştır.

* Denizli kadınları görmeyen, kamusal alanın dışında tutan eril bir kent olmuştur.

* Ortaçağ zihniyeti anlayışı kent yönetiminde hakim hale gelmiştir.

* Doğayı tahrip eden kentleşme politikaları ve rant belediyeciliği ön plana çıkmıştır. Yeşili bitirilmiş, doğası tahrip edilmiş, yapay bir doğa ve betonlaşan bir Denizli yaratılmıştır. Yaygın kent suçları işlenmiştir (şehir tiyatroları kapatılmış, ormanlar yok edilmiş, tarihi ağaçlar kesilmiş, tarihi binalar yıkılmış vb). Kentin tarihi ve kültürü yok edilmiş, belleği silinmiştir.

*Denizli’nin suyuna, havasına ve toprağına sahip çıkılamamış, kirletilmiştir. Yedi bin yıldır uygarlıklara beşiklik eden Menderes Havzası kirletilmiştir, tarım alanları yok edilmiştir. Enerji tekellerine bereketli topraklar peşkeş çekilmiştir. Doğa tamamen istismar edilmiş, dağlar delinmiş, ormanlar yok edilmiştir. Yapay bir çevrecilik anlayışı ile kalıcı olmayan rekreasyon alanlarına halk mahkum edilmiştir.

* AKP hükümeti ve yerel yönetimlerinin kadına yönelik politikaları ile kadınlar ev içine hapsedilmiş, doğurganlık işlevleri ön plana çıkartılmıştır. Kadın bedenine yönelik sermaye, devlet ve erkek politikalar yerel yönetimlerle daha da güçlendirilmiştir. Kadına dayatılan çocuk, yaşlı, hasta bakımı ve ev işleri verilen maddi desteklerle daha da katmerleşmiştir. Kadınların kamusal alana özgür çıkışları engellenmiştir. Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz artmış, eril şiddeti pekiştiren sosyal ve yargı politikaları ile cezasızlık dayatılmıştır. Başta medya olmak üzere toplumun her yanına nüfuz eden militarizm ve şiddet politikaları en olumsuz etkisini kadınlar üzerinde göstermiştir.

* Kentin en önemli sorunu bitmeyen alt-yapı projeleri olmuştur. Denizli şantiye alanına dönmüş, projeler bir bütünlük sağlamamış, her yeni alt yapı projesi ile yeni yapılan yollar yeniden kazılmış, yapılar yıkılmıştır. Alt yapı projelerindeki plansızlık halkı bezdirmiştir.

* Toplu ulaşım şirketlere peşkeş çekilmiş, sürekli yıkılıp yeniden yapılan yollar, kavşaklar ile trafik sorunu bir türlü halledilememiştir.

*Denizli Belediyesi bütçesi, yani halktan toplanan vergiler çarçur edilmiş, bizlerin ve çocuklarımızın ödeyeceği büyük bir borç yükü oluşturulmuştur. Oldukça zengin olanaklara sahip Denizli kötü yönetimlerce Türkiye’nin 7. borçlu kenti olmuştur. Bütçenin hazırlanmasında, denetlenmesinde, izlenmesinde halk yok sayılmıştır.

*Kamu adına kültürel, sosyal, sportif alanların yetersizliği çocukların ve gençlerin kendini gerçekleştirme olanaklarını yok etmiş, bu alanlar ranta açılmıştır.

* Belediye bir çok alanda çalışmalar yapmıştır. Sağlık, eğitim, sosyal hizmet, spor, kültür vb. Ne yazık ki bu hizmetlerin çoğunluğunda siyasal rant ön plana çıkmıştır. AKP’nin ideolojisi tüm topluma dayatılmıştır. Hayırseverlik, yardım, mağduriyeti giderme, dini gerekçe ve sembollerle birlikte bu hizmetlerin yürütülmüş, dini bir takvimlendirme esas alınmıştır. Kamu hizmetlerine bir hak kavramı ile yaklaşılmamış, ne yazık ki tüm topluma da yaygınlaşmamıştır. Kendi ideolojisi ile ilgili faaliyetlere öncelik verilmiştir. Bunun dışındaki faaliyetlere yer verilmemiştir. Ayrımcılık Denizli halkına, halklarına dayatılmıştır.

* Sanatsal faaliyetler açısından gerek halkta bulduğu karşılık, gerek gençliğin sanata ilgisi ile ön planda olan bir kent olan Denizli’de AKP yerel yönetimleri bu faaliyetleri siyasal rant aracı olarak kullanmış, gençleri sanattan soğutmuş, koparmıştır. Şoven, milliyetçi ve dinci sanat anlayışını dayatmış, düşüncenin özgürce gelişimin önüne set çekmiştir. Egemen anlayışın dışında kalan sanatsal faaliyetlere destek olamamış, sansürlemiştir, izin vermemiş, hatta engellemiştir. Sanatı sanat olmaktan uzaklaştırmıştır. Sanatın özgürleştirici potansiyeli yok edilmiştir.

* Sportif gelişim için olanaklar sınırlı kalmıştır. Futbol dışında sportif olanaklara yer verilmemiştir. Sporda profesyonelleşme ön planda tutulmuş, amatörlük yok sayılmıştır. Spor faaliyetlerinde ticari mantık ön plana çıkmıştır.

* Gençlerin kendini, toplumu ve dünyayı çözümlemesi için ortam yaratılmamıştır. Gençlik egemen iktidarcı, muhafazakar, liberal ve bireyci anlayışların hegemonyasına terk edilmiştir. Gençliğin kent yönetimine katılımına özen gösterilmemiştir. Doğrudan gençliği ilgilendiren konularda dahi görmezden gelinmiştir.

* Denizli’de önemli bir nüfus kesimi olan üniversite gençliği ile toplumun kaynaşması yönelik çalışmalar yapılmamıştır. Öğrencilerin barınma, beslenme, ulaşım, iletişim teknolojilerine erişimi, geçim sorunları kamusal olarak çözümlenmemiş her geçen gün daha da büyütülmüştür. Bu konular devasa ticari yatırım alanları haline gelmiştir.

*Gençler için iş olanakları yaratılamamıştır.

* Denizli, iş kazalarına bağlı ölümün yüksek olması ile dikkat çeken bir kent haline gelmiştir.

* Engellilere mağdur gibi yaklaşılmış, engelliler için yaşanabilir bir kent yaratmaya dönük çabalar ihmal edilmiştir. Engellilere yönelik göstermelik projeler ile konu geçiştirilmiştir.

*Tüm projelerde kıble kar-para olmuştur. Doğa ve toplum yararı yok sayılmıştır. Para kazanma, yandaşlara kaynak ayırma adına kentsel dönüşüm adı ile kasıtlı bir cinayet işlenmeye devam etmektedir.

….

İKİNCİ KISIM: Nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz!

Nasıl bir kentte yaşamak istediğimizi perspektif, ilkeler ve talepler ile dile getireceğiz.

 

Kent ve kır ayrımının ortadan kaldıran ‘yaşam alanları’ perspektifini savunuyoruz.

Yaşam alanları doğalı savunan, çoğulcu, eşitlikçi, ortaklaşan, üreten, paylaşan, dayanışan doğa, toplum ve birey yararı esas alan ve özneleşen etik insan birliğidir.

 

‘Özgürlük ve Eşitlik’ yerel demokrasi inşamızın temel mottosudur. Yaşam alanlarını özgür ve eşitlikçi kılmaya söz veriyoruz. Özgür ve Eşitlikçi kentlerin (yaşam alanları) inşa sürecinde aşağıdaki ilkeleri benimsiyoruz.

  1. Siyasetin toplumsallaşması ve demokratikleşmesi
  2. Tahakküm ve ötekileştirmenin ortadan kaldırılması
  3. Doğayı esas alan, insanı doğanın parçası olarak gören anlayış
  4. Kadın özgürlükçü
  5. Gençlere, çocuklara öncelik verilmesi
  6. Engelliler için eşit yaşam koşulları
  7. Bellekli (geçmişine, bugününe ve yarınına sahip çıkma)
  8. Ekolojik ve toplumsal/sosyal belediyecilik (Doğa, toplum ve birey yararına kamu hizmetleri- belediyecilik hizmetleri)
  9. Kendi kendine yetebilen tarım
  10. Ortak yaşam alanları-varlıkları
  11. Üretken yaşam alanları
  12. Kendini gerçekleştirme

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.