Önce ‘turp’ vardı şimdi ‘dalga’ geliyor

Önce ‘turp’ vardı şimdi ‘dalga’ geliyor

CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel, kim mikrofon uzatırsa konuşuyor. Kendisi de koşturuyor. Günde üç defa beş defa meydanlarda. Uzun uzun konuşması için elinde birkaç not ona yetiyor.

A+A-

Ak Parti iktidarı CHP’yi geriletmeye ve hatta bitirmeye kararlı. Aralarında düşmanlık keskin bıçak... Kim eline alırsa sallıyor. Neresine gelirse artık.

Önce “turp” vardı. Yozgatlı çiftçi, “Turpınan devlet yönetilmez” dedi ve turpu bitirdi.

CHP’liların üzerine şimdi “dalga”yla yürünüyor. Hafta geçmiyor, ay geçmiyor bir “dalga” gelmesin!

Recep Tayyip Erdoğan “dalgalar”ın işe yaradığını görmüş olmalı ki, daha öteye gitmek, “fırtına” estirmek istiyor.

Eğer CHP bitmezse Ak Parti biter. Düşmanlık bu noktada.

Birbirlerini yerlerken memleket ne olacak? Düşünen yok.

Halk aç. Evine ekmek götüremiyor. Çarpışan taraflar, oturup ciddî ciddî açlığı düşünmeleri gerekir.

İktidar kanadı, biz nerede hata yapıyoruz da milletin karnı bir türlü doymuyor, demiyor.

İstanbul üzerinden Türkiye’yi temsil eden bir belediye başkanı tutuklanınca, maddî kayıp olup olmayacağını, ülkeyi idare edenlerin düşünmeleri gerekmez miydi?

43 milyar doların eridiği söyleniyor ve bu erime, halkın midesinin de erimesini geçin, karnının kaburgasına yapışması demek.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı cumhurbaşkanlığına adaylığını koymasaydı, diploması iptal edilir, kendisi, “yolsuz” denilerek hapse atılır mıydı?

Öyle anlaşılıyor ki, iktidar tarafı “İstanbul”u “Türkiye” görüyor. İstanbul Belediye Başkanı’nın cumhurbaşkanı adayı olmasının seçimi kazanması anlamına geldiği düşüncesiyle CHP’nin üzerine gittikçe gidiyor.

Ne yazık ki iktidar, “diplomaynan”, adayı dört duvar arasına “sokmaynan” rakibini bertaraf edeceği hesabına girdi.

***

Özgür Özel genel başkan seçildiğinden beri CHP’nin gittiği yolun yol olmadığını, kafalarının solun soluna yattığını yazageldim. Daha ötesi bölücü/yıkıcı kesimle arasına mesafe koymadığının da altını çizdim.

Böyle olduğu hâlde kamuoyu yoklamalarında yine yüksek oy görünüyorsa, bunu, iktidardakilerin inci ince düşünmeleri gerekir.

Halk nasıl boğuntuya girdi ki, fikrine, zikrine engel kesime bel bağlamak mecburiyetinde kalıyor?

***

Yatırım için istikrar esastır. Yatırımcılar da Türkiye’de olup bitenleri dikkatle takip ediyorlar.

Türkiye'ye yatırım yapanlar Türkiye’nin birinci partisinin cumhurbaşkanı adayının tutuklanmasından sonra yatırımlarını çekmeye başladı. 3 haftada 43 milyar dolar uçtu. Dahası Merkez Bankası rezervleri 2 milyar 250 milyon dolar azalarak 154 milyar dolara kadar geriledi.

43 milyar doların karşılığı, neredeyse her gün dolar kuru değişmekle beraber 1 trilyon 634 milyar TL.

Bu 1 trilyon 634 milyar TL ile neler yapılabileceğinin dökümü de ortaya konunca yürek sızlatıcı bir kayıp karşımıza çıkıyor:

En düşük emekli maaşı 14 bin lira değil; 22 bini aşacaktı.

1 trilyon 634 milyar TL ile maliyeti 20 milyon TL olan yaklaşık 82 bin okul inşa edilebilecekti.

1 milyon 168 bin öğretmene aylık ise en az 120 bin olarak dağıtılabilecekti.

1 trilyon 634 milyar TL ile yaklaşık 2 milyon 28 milyon konut yapılabilecekti.

***

Türk-İş her ay açlık ve yoksulluk sınırı araştırması yapıyor. Devleti yönetenler Türk-İş’i karşılarında görmezler; makul karşılarlar. Acaba bu araştırmaları dikkate alıyorlar mı?

Mayıs ayını geçeli üç gün oldu. Mayıs ayı araştırmasına bakalım:

Dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 25.092 TL.

Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamalar için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) ise 81.734 TL.

Bekâr çalışanın aylık yaşama maliyeti 32.463 TL.

Mutfak enflasyonu aylık %4,40, on iki aylık %32,28, yıllık ortalama %47,62 hesaplandı.

Halkın satın alma gücünün her geçen gün düştüğünü görülüyor.

***

Ak Parti Hükûmeti diploma iptal ettirerek, turp arayarak, dalga dalga tutuklatarak kimi ne kadar suçlayabilir?

Muhalefet partilerinin belediye başkanları, iktidar partilerine göre daha temkinlidirler ister istemez. İktidarın açık arayacağının biliyorlar elbette. Sanmıyorum ki, yolsuzluğa, rüşvete bulaşsınlar. Belki enâniyetlerine yenilen bir iki kişi çıkabilir.

Keşke diyorum, iktidar, Sayıştay raporlarına bakıp kendi partilerinin başkanlıklarını da mercek altına alsaydı. Ayırım gütmediklerini ortaya koymuş olurlar, halkı –belki- ikna edebilirlerdi.

Arslan TEKİN / Yeniçağ

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.