SÖZER AKYILDIRIM İNOVASYON KONGRESİNE KATILDI

SÖZER AKYILDIRIM İNOVASYON KONGRESİNE KATILDI

SÖZER AKYILDIRIM AZERBAYCAN GUBA DEVLET PEDAGOJİ ÜNİVERSİTESİ’NİN DÜZENLEMİŞ OLDUĞU ULUSLARARASI AVRASYA BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE İNOVASYON KONGRESİNE KATILDI.

A+A-

21-22 Temmuz 2023 günü başlayan kongre programına çok sayıda bilim insanı katılarak tebliğlerini sundular. Azerbaycan, Türkiye, Hindistan, Pakistan, Romanya, Endonezya, Fransa Morocco (Fas),Serbia (Sırbistan) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden çok sayıda Akademisyenin katıldı. Kongre yüz yüze ve çevrimiçi olarak düzenlendi.

Kongrenin açılış konuşmalarını; Dr. Yusuf ALİYEV, Prof.Dr. Asaf ZAMANOV, Dr.Mustafa Latif EMEK, Prof.Dr.Metin EKİNCİ( Ege Üniversitesi), Prof .Dr. Mahira HÜSEYİNOVA, Prof.Dr. Ramazan GAFARLI, Prof.Dr.. Sevinç ALİYEVA yaptılar.

Iğdır Üniversitesi Iğdır Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Sözer AKYILDIRIM, 100.YILINDA LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI ÜZERİNE BİR İNCELEME konulu tebliğini sundu. Öğretim Görevlisi Akyıldırım özetle şunları söyledi:

Lozan Barış Antlaşması, Yeni Türk Devletinin tam bağımsızlık ve hakimiyetini bütün dünyaya onaylattıran milletler arası bir belge ve senettir. Bu belgeyle Büyük Gazinin idaresinde yaptığımız dört senelik bağımsızlık mücadelemiz, yine onun yol göstermesi sonucu milletimizin şan ve şerefine layık bir barışla sonuçlanıyordu. Gazi hazretlerinin nutuklarında işaret olunduğu üzere Lozan Barış Antlaşması,” Türk Milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılmasını ifade eden bir belgedir. Osmanlı tarihinde emsali görülmeyen bir siyasi zafer eseridir.”

Mondros-Mudanya! Sevr-Lozan! Türk tarihinin yaşadığımız safhasında, bu dört kelime Türkler için üzerinde düşünülmeye değer kelimelerdir. Mondros Ateşkesi ve Sevr Antlaşmasıyla Osmanlı İmparatorluğu, yok olmayı kabul etti; Mudanya Ateşkesi ve Lozan Antlaşmasıyla Yeni Türk Devleti varlığını tanıttı. Türk kuvveti, sultanların ve nedimlerinin elinde Mondros’a ve Sevr’e kadar indirilmişti; Türk kuvveti, Gazi ve arkadaşlarının elinde Mudanya ve Lozan’a kadar yükseltildi. Mondros ve Mondros’u kabul eden Sultan ve hükümetine dayanarak Türk vatanının her tarafına yayılan düşmanlar, Mudanya ile süpürülüp denize ve Türk sınırları dışarısına atıldı; Sevr ve Sevr’i kabul eden sultan hükümeti, Türk vatanını parçalatmış, Türk bağımsızlığını mahvettirmişti; Lozan ise Türk vatanın bütünlüğünü, Türk Devletinin bağımsızlığını temin etti. Türk bilinen dünyanın birkaç defa tek başına sahip ve hakimi oldu; bu ruhi kuvvet sayesinde Türk , mağlup sanıldığı sıralarda, kaç defa başını kaldırıp o galipleri perişan etti ; bu ruhi kuvvet sayesinde Türk, iki yüz yıldır mahvına çalışan ve her on beş senede bir defa artık ölüyor denilen Osmanlı-Türk Devletini yaşattı; nihayet yine bu ruhi kuvvet sayesinde Türk, Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken başını kaldırdı, düşmanlarını kovdu ve kazandığı zaferlerle kendine sağlam ve yeni bir devlet kurdu…

Lozan antlaşası bir sıra ahitname, mukavelename, beyanname ve anlaşmalardan oluşur. Bunlar 1 Antlaşma ve 17 ek 16 vesika teşkil ederler. Esas (muahede) antlaşma,5 bölüm içinde 143 maddeyi ihtiva eder. Bu maddelerin 45 maddesi toprak, uyrukluk ve azınlıklarla ilgili hükümlerdir. 18 madde mali hükümlere, 36 madde de diğer iktisadi hükümlere ayrılmıştır. Geriye kalan 44 madde de ulaştırma yolları, sağlık işleri ile ilgili maddelerdir.1 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması törenle imzalandı. Böylece uluslararası alanda da Osmanlı devletinin gittiği, yerine çağdaş Türkiye’nin geldiği, yarı bağımlı Osmanlı Devleti yerine bağımsız Türkiye’nin ortaya çıktığı tescil edilmiş oldu. Aynı zamanda Atatürk’ün deyimiyle Türkiye’nin idam fermanı olan Sevr Antlaşması geçersiz kılındı. Türklerin 1699 Karlofça Antlaşmasından beri yaşamakta olduğu kovulma süreci Doğu Trakya’da durduruldu, Anadolu’ya sıçraması önlenmiş oldu. Gerçi konferans sırasında Curzon İsmet Paşaya “Size söylediklerimi hep reddediyorsunuz. Fakat ben bunları cebime atıyorum, yarın yine tek tek karşınıza çıkacağım “demişti. İşte Atatürk devrimi,” cebe atılanların” bir daha ortaya çıkmamasının, Sevr’in diriltilmemesinin güvencesiydi. 2

Bazı kesimler Lozan’ın “hezimet” olduğunu ileri sürmüşlerdir. Kanıt olarak Ege adalarından daha fazlasının, Batı Trakya’nın, Musul’un elde edilemediği, Boğazların askersizleştirilmesi gibi örnekler verilmiştir. Bu gibi iddiaların ciddiye alınır bir yanı olduğu söylenemez. Lozan, belirli güce sahip belirli ülkelerin giriştikleri büyük ve tarihsel bir pazarlıktır. Pazarlık, konferans olarak 5,5 ay sürmüştür. Aslında kesinti dönemi de pazarlık için manevraların yapıldığı bir dönem olarak dahil edilirse,8 ay eder. Pazarlık tıkanınca ya taraflardan biri ödün verecektir ya savaşsız bir savaş durumunun belirsizliklerine ya da savaşa gidilecektir. Bir barış konferansı gibi bir ev ya da otomobil pazarlığında iki taraf içinde bol keseden “ucuza gittik” iddiasında bulunulabilir, fakat genellikle de bu tür iddiaları ispat etmek olanaksızdır, çünkü her pazarlığın pek çok etkenin iç içe yumak halinde bulunduğu karmaşık bir yapısı vardır. Lozan’ı Sevr ile karşılaştırmak, sanırım her insaf sahibine birincisinin “zafer” mi,” hezimet” mi olduğu konusunda yeterli bir fikir verebilmelidir3

Lozan Antlaşmasının 14.faslı topraklarımızdan Müttefik Devletlerin (Anlaşma) kuvvetleri işgali altında bulunan kısımlarının boşaltılması oluşturuluyordu. İşgalci güçler antlaşmanın Büyük Millet Meclisi’nce onaylanmasının ardından altı hafta zarfında tamamlanacaktı. II.Türkiye Büyük Millet Meclisi antlaşmayı 23 Ağustos 1923 Perşembe günü onayladı. Meclisin onaylama kararı aynı günün gecesinde 22 buçukta İstanbul’daki Müttefik Devletleri Komiserlerine bildirildi. Yıllardan beri güzel şehirlerimize, eşsiz sahillerimize, sevgili topraklarımıza hiç çıkmayacakmış gibi yerleşmiş ve hele bu tarzda çıkarılacaklarını hatırlarına bile getirmemiş olan devletler artık 23/24 Ağustos gecesinin tarihi saatinden itibaren altı hafta içinde kumandanları, amiralleri, polisleri, jandarmaları, casusları, zırhlıları ve toplarıyla birlikte ebedi olarak çıkıp gitmek zorunda bulunuyorlardı.

Gidiş faaliyetlerine Bostancı ve Maltepe’deki iki alaylarını ve 27 toplarını gemilerine yüklemek suretiyle en evvel İngilizler başladı. Ekim başlarına kadar tümenlerin, alayların, ağırlıkların, istihkam kıtalarının, uçak bölüklerinin yolcu edilmelerine devam olundu. Nihayet mühletin son anları geldi ve 2 Ekim 1923 Salı günü Müttefik Devletlerin Generalleri ve askerleri son kafileleri Dolmabahçe önünde Türk bayrağını ve Türk askerini selamladıktan sonra, memleketimiz hakkında asırlarca beslenmiş kötü niyetlerle birlikte denize açılarak uzaklaşıp gittiler.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.