TBMM’nin Açılması Neden Bu Kadar Önemliydi?

TBMM’nin Açılması Neden Bu Kadar Önemliydi?

Arş. Gör. Dr. Yüksel, açılışının 101. senesinde TBMM’nin Türk Tarihindeki Önemini anlattı.

A+A-

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, “Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılışı ve Milli İrade” konulu e-konferans düzenledi. Konferansın konuşmacısı olan Arş. Gör. Dr. Yüksel, 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılması ve bunun Türk tarihindeki önemine değindi.

PAÜ, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin açılışının 101. yıl dönümünde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle PAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Arş. Gör. Dr. Çağdaş Yüksel’in konuşmacı olduğu , “Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılışı ve Milli İrade” konulu bir e-konferans düzenledi. Pandemi sebebiyle konuklara kapalı olarak gerçekleştirilen ve PAÜ’nin sosyal medya hesaplarından yayınlanan konferansta Arş. Gör. Dr. Yüksel, 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılması ve bunun Türk tarihindeki önemine değindi.

Konuşmasında ilk olarak TBMM’nin açılışına giden süreci daha iyi anlayabilmek için öncelikle Milli Mücadele döneminin iyi anlaşılmasının gerektiğine dikkat çeken Arş. Gör. Dr. Çağdaş Yüksek, I. Dünya Savaşı’na giden süreçte Osmanlı Devleti’nin diğer devletlere karşı gösterdiği tutum ve o dönemde devletler arasında yaşanan ittifak çalışmalarından bahsetti. Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan Mondros Mütarekesi’ni imzalaması ile çekildiğini söyleyen Arş. Gör. Dr. Yüksek, bu mütarekenin Osmanlı Devleti için ağır şartlar barındırdığını, mütarekenin imzalanmasının ardından ise İtilaf Devletlerinin Anadolu’yu işgal etmeye başladıklarını ifade etti. Sunumunun devamında işgaller sırasında Anadolu’da gerçekleştirilen milli mücadele ve kurtuluş çalışmalarına değinen Arş. Gör. Dr. Çağdaş Yüksel, “halkın içinden çıkan silahlı Kuva-yi Milliye birlikleri bu işgallere direniş göstermeye başlamış; Kars’ta, Trabzon’da, Erzurum’da Balıkesir’de, Nazilli’de özellikle Rum ve Ermeni işgali tehdidi olan yerlerde kongreler düzenlenmiştir. Bu çalışmaların neticesinde Kuva-yi Milliye işgallere karşı silahlı direnişlere başlamıştır. Bölgesel ve tek merkezden yönetilmeyen direnişlerin uzun vadede başarı elde etme şansları yoktur. Ancak Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçip bunları tek bir çatı altında toplaması ile mücadelenin başarıya ulaşma şansı ortaya çıkmıştır. Bu mücadelenin sonunda ise Büyük Millet Meclisi açılmıştır” şeklinde konuştu.

“Amasya Genelgesinde atılan tohum, Meclis’in açılması ile fiili bir hal almıştır”

Sunumun devamında Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçiş süreci ve Milli Mücadele Dönemi’nde üstlendiği rolünden bahseden Arş. Gör. Dr. Çağdaş Yüksel, Amasya Genelgesi’nde yer alan “Milletin istiklalini yine milleti azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesinin, millet iradesi kavramına yapılan ilk gönderme olduğunu aktardı. Amasya Genelgesinde atılan bu tohumun Meclis’in açılması ile fiili bir hal aldığını dile getirdi.

Milli Meclis’in açılmasının ardından, kurtuluş mücadelesini yürütmek ve ülkeyi yönetmek adına çalışmalarına en kısa sürede başladığına değinen Arş. Gör. Dr. Yüksel, “Mecliste kabul edilen kanun ile meclisin üzerinde hiçbir güç olmadığının vurgulanması artık İstanbul Hükümetinin yok sayıldığını göstermektedir. Artık tek otorite Büyük Millet Meclisi olacaktır. Tabi meclis, kuvvetler birliği ile hareket etmek zorundadır. Çünkü işgalcilere karşı bir savaş yürütülmektedir” dedi. Arş. Gör. Dr. Çağdaş Yüksel, sunumunun sonunda Meclis’in açılmasının ardından Cumhuriyet’in ilanına giden süreçte yaşananları anlattı.

Konferansı, https://youtu.be/UB98sULp8tU adresinden izleyebilirsiniz.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.