Temel Başbuğ'un Doğu Türkistan Feryadı

Temel Başbuğ'un Doğu Türkistan Feryadı

İyi Parti Buldan Teşkilatından Temel Başbuğ Doğu Türkistan ile alakalı bir açıklamalarda bulundu.

A+A-

Şimdilerde herkesin terörist diyerek sağa sola saldırmanın moda olduğu zamanımızda baskı ve şiddet politikalarının baş mimarlarından biri olan Çin’in, Doğu Türkistan’daki soydaşlarımız Uygur Türkleri üzerinde yapmış oldukları aşağıda maddeler halinde de detaylandıracağımız baskı, şiddet, zulüm, asimilasyon ve soykırım politikalarıyla ilgili İyi Parti Buldan Teşkilatı olarak Buldan kamuoyunu bilgilendirmek, duyarlılığımızı ve acılarımızı hemşehrilerimizle paylaşmak istedik.

Doğu Türkistan; Asya’nın ortasında İpek Yolu üzerinde yer alan, Moğolistan, Rusya, Çin, Özbekistan, Tibet ve Kırgızıstan’ın komşusu Taklamakan Çölü’nün yanındadır.

Sınırları içinde; Kaşgar, Ilı, Karla, Hotan, Turfan, Urumçi, Çöğcek, Altay, Aksu gibi kadim Türk şehirlerini barındıran, doğalgaz, petrol, uranyum ve kömür gibi zengin yeraltı kaynaklarına sahip, bayrağı, yaşayan diğer iki Türk devleti (Kırım Tatarları, Gagavuzlar) ile birlikte Gök Bayrak’tır. Başkenti Urumçi, kullanılan dil Türk lehçesi olan Uygur Türkçesi’dir.

Bugün ki Uygur Türklerinin tamamı eski Uygurlardan gelmez. Bir kısmı da Karahanlıların, Karahanlıları oluşturan Karluk, Yağma, Çiğil ve Tohsi Türk boylarının çocuklarıdır. Bu demektir ki ; Türklerin Müslüman olmasını sağlayan Satuk Buğra Han, ilk Türk siyasetnamesi Kutadgu Bilig’ i yazan Yusuf Has Hacip, ilk büyük Türk Sözlüğü Divan-ı Lugat-i Türk’ü yazan Kaşgarlı Mahmut, büyük dil bilimcisi Ali Şir Nevai ve babası Kiçkine Bahadır’da Uygurluların ataları ve Uygur Türküdürler.

Soykırımın En Şiddetli Uygulandığı Yer

Kısaca her şeyiyle kadim bir Türk yurdu olan Doğu Türkistan, Çin için kaybedilmemesi gereken hammadde kaynağı olan, soykırım ve asimilasyon politikalarının en şiddetli uygulandığı ülkedir.

Doğu Türkistan, 1933-1934 ve 1944-1949 yılları arasında iki defa bağımsızlıklarını kazanmış; birincisi Çin ve Komünist Rusya’nın işbirliği ile , ikincisi ise Kızıl Çin tarafından ellerinden alınmıştır. (Mao yönetimindeki Komünist Çin döneminde milyonlarca Uygur ve Kazak Türk’ü katledilmiştir.)

Mao’nun, Stalin tarafından desteklenen (Rusya’da da aynı politika yani soykırım-işgal planı uygulanmış, Tatarlar, Özbekler, Tuvalar, Azeriler, Hakozlar, Kırgızlar hatta Rus Yahudiler ve Stalinist görüşüne karşı duran Ruslar da toplama kamplarında katledilmiştir.) işgal , soykırım ve asimilasyon politikaları bugün aynı şekilde, hatta daha şiddetli olarak devam etmektedir.

Kitabımız Kur’an-ı Kerim yakılmakta,
Camilerimiz yıkılmakta,
Din adamlarımız birer birer öldürülmekte,
Milli ve Dini kimlikler inkara zorlanmakta,
Çin kimliğinin kabulü için zulüm, baskı ve işkence devam etmekte,
Kadınlarımız kısırlaştırılmakta,
Soydaşlarımız deneylerde kobay olarak kullanılmakta,
Ailelerdeki erkekler zorla kamplara gönderilmekte,
Kamplara gönderilen erkeklerin yerine Çinli erkekler konulmakta,
Kızlarımız zorla Çinli erkeklerle evliliğe zorlanmakta ve evlendirilmektedir.

Yukarıda saydığımız örnekleri sayfalarla çoğaltmak mümkündür. Gerçek olan ve bilinmesi gereken;
“Doğu Türkistan’daki soydaşlarımız Müslüman Uygur Türkü’nün akla hayale gelmeyecek şekilde baskı , zulüm ve işkencelerle bağımsızlık ve kendi kaderini tayin etme hakkı ellerinden alınmakta, soykırım ve asimilasyona tabi tutularak yok edilmek istenmekte olduğudur.”

Ey Doğu Türkistan…

Türk-İslam Dünyasının kanayan yarası,

Eziyetlere direnen şanlı mücadelenin sahipleri soydaşlarımız Müslüman Uygur Türkü,

Kısaca saymaya çalıştığımız zulüm ve işkencelere, asimilasyon ve yok etmeye dönük politikalara rağmen;

Türk-İslam dünyası suskun,

Muhammet ümmetinden ses çıkmıyor,

İslam dünyası Müslümanları sahiplenmiyor.

Bilmezler mi ki zulme rıza zulümdür !

Hz. Ali efendimiz ne güzel söylemiş ;

“Zulme engel olamıyorsanız, onu herkese duyurun.”

Batı devletleri ve medyası bu olayları haftalardır gündemlerinde tutarken, Müslüman ülkeler ve medyaları nerde ?

Bilmezler mi ki, zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur !

Bilmezler mi ki, yıllar sonra oradaki kardeşlerimiz bu acı günlere dair hatırlayacakları zalimlerin işkenceleri değil, Türk-İslam dünyasının biz Müslüman kardeşlerinin sessizliği olacaktır !

Bu çerçevede;

Buldan İyi Parti Teşkilatı olarak Çin’i, Doğu Türkistan’ daki soydaşlarımıza uygulamakta olduğu baskı, zulüm, işkence ve asimilasyon politikalarından vaz geçmeye, yasa tanımaz bir anlayışla göz altında tutulan soydaşlarımızın serbest bırakılması çağrısında bulunuyor, başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere uluslararası toplumu bu konuda duyarlı davranmaya ve çözüm üretmeye davet ediyoruz.

Halen Rusya’da, İran’da , Irak’ ta , Suriye’ de , Balkan ülkelerinde ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar soydaşlarımızla ilgilenmeye devam etmemiz gerektiğini belirtiyor,

Türk Milliyetçileri olarak, ülkemizin üzerinde yürütülen yanlış politikalara karşı her zaman uyanık olmak zorunda olduğumuzu ve yanlışlara karşı durmamız lazım geldiğini belirtmek istiyoruz.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.