Ülkücüler bu yazıyı mutlaka okumalı

Ülkücüler bu yazıyı mutlaka okumalı

Önce bir avuç Ankarada Milliyetçi Türk Gençlik Teşkilatını kurduk. Rahmetli Arif Nihat Asya ve Osman Yuksel Serdengeçti ağabeylerimiz de aramızdaydı.

A+A-

AV. ŞEVKET CAN ÖZBAY'IN SESLENİŞİ!

Önce bir avuç Ankarada Milliyetçi Türk Gençlik Teşkilatını kurduk. Rahmetli Arif Nihat Asya ve Osman Yuksel Serdengeçti ağabeylerimiz de aramızdaydı.

O dernek MHP'nin çekirdeğidir. O çekirdekten bir ben bir de Namik Kemal Zeybek hayattayız.

Sonra o bir avuç öncü bozkurt CKMP'ye üye olduk. Türkeş Hindistan'dan sürgünden dondü ve kongrede Hasan Dinçer'in yerine Türkeş genel başkan oldu.Nasıl oldu derseniz!  "Bizim metotlarimızla derim" ! Anlarsınız.

Hemen ardından Adana Kongresi yapildı. Rahmetli Faruk Akkulah  tüm spor salonu zeminini  İsparta halısı ile kaplamıştı.

Bu Kongrede amblemi terazi adı CKMP olan partinin amblemi 3 hilal ve genel başkanı Başbuğ'umuz Alpaslan Türkeş oldu.

Kimse adımızı sanimızı bilmiyor, solcular bize faşist, kafatasçılar, sagcılar da Menderesi asan baykuş sesli, albayın komandoları diyor, ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamıyorduk.

Sonra parti olarak ilk secimlerimize girdik ve Adana'dan seçilen Alpaslan Türkeş'le ve bir üye olarak TBMM ye girdik

İkinci seçimde 3, üçüncü seçimde 16 olduk. İktidar olacağımız ve bir milyon ülkücünün yürüdüğü (Tandoğan Mitinginde) ! seçim öncesi bizim nabzımızı bizden iyi tutan Sam Emmi ! Türkiyenin Türklerin eline ve yönetimine geçeceğini anlayınca , 12 Eylül ihtilâlini yaptırıp , partimizi ve çığ gibi büyüyen  ülkücü hareketi A dan Z'ye biçtirdi.

 

  MHP parti haline gelene kadar bir avuç Türk Milliyetçisi genç bozkurt'tan biri olarak Türkiye'nin  7 bölgesini, dağlarını, ormanlarını, yaylalarını bazan kuru ekmek yiyerek, bazan da günlerce aç karnına, traktörle, at sırtında, motosiklet selesinde bıkmadan, yorulmadan, yolumuza konan tüm engel ve yasaklardan yılmadan yürüdük, gezdik, dolaştık ve tukenmez bir enerjiyle, inançla, imanla davamızı anlatmaya devam ettik. Sıfırdan mucizeler yarattık. Gittigimiz tanimadığımız, bilmediğimiz yörelerde ilk MHP lileri kesfedip, ilk teşkilatlari kurduk, ilk 3 hilal'li tabelaları astık.

Gençligimizin en güzel 15 yılı bu mucizevi mücadele ve teskilatlanma çalışmaları, yurt ve okul isgalleri ve komünistlerle girdiğimiz amansiz silahli çatışmalarla geçti.

Hukukt Fakültesinde 250 kişinin gözleri önünde sınav salonundan 20 kadar parkalı, pis biyiklı ve yirmisi de silahlı Dev Genç militanları tarafindan esir alinip SBF deki iskence odasına ğötürüldüm. İnsanlık tarihinde kaç çeşit iskence varsa tam 10 saat hepsini vücuduma uyguladılar ve gıkım çıkmayinca ! "haplanmış kürt iskenceciler" hırslarından beni bir kez olsun ahh diye bağırtamadıklari için krize girip kapının köşesine vurarak kendi kafalarını yardılar.

Bana yapılan işkenceyi izleyen ve kendilerine bir fiske bile vurulmayıp, bilgi almak için kaçırılan üç Erbakan'cı bana yapılanlara dayanamayıp bayılıyorlardı. Daha sonra benim direnişimden etkilenerek memleketlerinde üçünun de aktif MHP 'li olduklarını duydum ve gördüm.

 

Ölduğumü sanarak beni pencereden asfalta attılar. Bir taksi şoforü gorüp Ankara Hst.Acile götürmüş. Suurum kapalı ve komadaymışım.

Ülkudaşlarım durumu ve yerimi ögrenir öğrenmez yoğun bakımı basıp hastanede ters bir sey yaparak, beni oldurmesinler diye hastanenin sedyesiyle beni kaçırıp hemen karşıdaki ve isgalcilerinden biri olduğum Site Yurdunda gizli bir odaya götürmüşler.

 

Belki ölebilirim diye erkek kardeşimi çağırmışlar. İki küçüğum olan Tan, beni tanıyamamış ve bir insana bu yapılırmı, bu kardeşimiz yaşamaz deyip, hafif fenalık geçirince o kişinin ben olduğumu soyleyememişler

 

O zaman en kıdemlisi Tıp 4. sinifta olan ve Site yurdunda kalan ülküdaşlarım ağrı kesici igneler, yanik kremleri vs ile iki ay boyunca bana yogun bakim uyguladilar. İki buçuk ay felçli kaldım belden aşağım tutmadı.

 

Ayağınmı sürüyerek yürümeye çalıstığim ilk gun benim gibi iskence gorüp pencereden atılarak şehit edilen Dursun Önkuzu'nun nur yüzlü cenazesini Tıp Fak.imamıyla birlikte ve gözümden yaslar akarak yıkayıp, zorlukla yürüyerek buldugum bayrağa sardığım tabutunu Zile"ye naklettim

Kar çizeleyen buz gibi bir havada, tüm Zile'nin defin sırasindaki "arşa yükselen tekbir sesleri dün gibi kulağımdan çikmıyor.

İlk secimlerde Burdur adayımız Galip Erdem'i destekledim. Partimiz Burdur'da oy patlamasi yaptı. O gunkü gazeteler manset haberlerinde Burdur'da AP lilerle MHP lile catıştı. Burdur da "bir MHP'li onbin AP'liyi Dağıttı" haberlerini verdi.

 

Siyah balıkçi kazağımın göğsünde 3 hilalli bayrakla belimden çektigim zinciri sallaya sallaya onbin AP'liyi çil yavrusu gibi dağıttım.Bu olaydan sonra teskilatımızın, tabelamızın ve mensubumuzun olmadıgı bir yerden rekor oy çıkardik

Ülküculerin tümünün bila ücret ve 12 eylül savunmalarını 7 yıl boyunca ve tüm masraflari da kendimden savunmasını yaptım.

İdam infazlarında bulundum. İmralı'da bebek katilinin davasinda şehit aileleri ve gazilerimizin mudahil vekilligini iç ve dış hainlerle amansız mücadele vererek yürüttüm. PKK, DHKPC, DEV YOL VE DEV SOL terör örgütlerinin vur listelerinin 1. sırasına yazıldım, sayısız suikastlarından akıl almaz mucizelerle kurtuldum. Beni öldürmek icin özel kurs'tan geçirilerek Ankara'ya gelen büro'ma kadar sızan tetikciler yakalandı.Yargılandi ceza aldılar ve AKP'nin eve donüş yasalariyla ellerini kollarini sallaya sallaya tahliye olup gittiler.

 

Hapislerde yattım, yedek subaylığımın bile neredeyse yarısı Dogu Karadenizde  MHP ve Ülkü Ocaği kurmak sucundan hapiste geçti.

 

Tam yarım asırdır Türkçüluk ve Turan için mücadele ediyorum. Belli mevki ve makam sahibi olan kisilerden hiçbiri beni ne aradı ne sordu. Benden hep rahatsız oldular ve olmaya devam ediyorlar. Tek bir kulun bir damla yardiminı görmedim.

 

Binbir sıkıntı içinde hem kutlu mücadelemizi sürdüruyor hem de çoluk çocugumun rızkını çıkarabilmek için 70 yaşında elde çanta, sırtta eski palto, ayakta delik pabuclarla o il senin bu il benim üç beş kuruşluk davalar pesinde koşuyor ve anılarımı yazamıyorum.

 

Oysa benim yazacağım ve bizzat yaşadığım anılar, şimdiki ve gelecek ülkücü nesillere yol gösteren çok önemli bir belge olabilir.

Hasılı tam yarım asırdır bir ülkücü nefer ve Turan eri olarak, kutlu yolumda yürumeye devam ediyorum. Mücadelemi insanlar beni takdir etsin diye degil, Allah rızası ve Büyuk Türk Milletinin hayrına olduğuna inandığım için yürüttüm ve öldüğüm güne kadar yürüteceğim.

 

Emri Hak tecelli ettiginde , "bir garip oldü diyeler, soguk su ile yuyalar, dudağımda ülkümle  vatanımın toprağına gömeler.

 

Allah cc tek sevgili kavmi  Büyük Turk Milletinin daima yar ve yardımcısıdır.

Bana Allah rızası yetip de artıyor. Kul takdir etmiş, etmemiş, hiç önemi yok.

Yurtdısindaki tüm kandaşlarıma, gönüldaşlarıma, ülküdaşlarıma yürekten sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun.

 AV. ŞEVKET CAN ÖZBAY

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum