15 Aralık 'Uluslararası Türk Dili Günü' ilan edildi

15 Aralık 'Uluslararası Türk Dili Günü' ilan edildi

PAÜ Altay Dilmer, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Avrasya Yazarlar Birliği’nin iş birliği ile gerçekleştirilen sempozyumla birlikte “Uluslararası Türk Dili Günü” ilan edildi.

A+A-

(İHA) - Türk tarihinin bilinen ilk yazılı kaynakları olan Göktürk Kitabeleri’nin, okunuşunun yıl dönümü 15 Aralık’ta PAÜ Altay Dilmer, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Avrasya Yazarlar Birliği’nin iş birliği ile gerçekleştirilen sempozyumla birlikte “Uluslararası Türk Dili Günü” ilan edildi.

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Türkmenistan UNESCO Milli Komisyonlarının birkaç yıldır yürüttüğü çalışmalar sonucunda V. Thomsen’in Kasım ayında okuduğu Orhun Kitabeleri’ni çözdüğünün ilanı olan 15 Aralık’ın “Uluslararası Türk Dili” günü olarak kutlanması, adı geçen kurumların katıldığı 4 Haziran 2021 tarihinde benimsenmişti. Türk halk müziği sanatçısı İrfan Gürdal’ın Türk dünyasını tınılarıyla buluşturan bestelerini dinlettiği bir şölenle başlayan “Uluslararası Türk Dili Günü” etkinlikleri açılış konuşmaları ve bilim adamlarının bildirileri ile devam etti.

Sempozyum açılışında gerçekleştirdiği konuşmasında Türk dünyasının ortak dili olan Türk dilinin, bu dili konuşan ülkeler arasındaki kardeşlik duygularını pekiştirdiğine dikkat çeken PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, aynı dilin farklı lehçeleri kullanılsa da anlaşabildiğimizi, geleneklerin, kültürün ve duyguların da yine benzer olduğuna vurgu yaptı. Sözlerinin devamında, konuşabilmenin ve dilin iletişimi güçlendirdiğini, dil sayesinde insanların iş birliği kabiliyetlerini daha etkili kullanabildiğine değinen Rektör Prof. Dr. Kutluhan şu ifadelere yer verdi, “Teknolojinin bundan bin yıl öncesiyle kıyaslanmayacak derecede geliştiği günümüzde bile özellikle tabii afetlere ve iklim değişikliğine karşı ne kadar savunmasız olabileceğimizi maalesef son zamanlarda giderek fazla ölçüce tecrübe ediyoruz. Evet, geliştik ancak hâlâ dış dünyaya karşı kırılganız fakat bu kırılganlığın karşısında, atalarımızın da kullandığı, değişen dünyaya ayak uydurmamız için bize yardımcı olabilecek bir koz var. O da, iş birliği kabiliyetimiz ve dilimiz. İşte bugün burada aynı dili konuşan ülkelerin temsilcileri olarak bir aradayız. Dünyamız değişiyor, hem de hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor. Nasıl ki küçük çocuklar heyecanlandıklarında, korktuklarında veya sevindiklerinde ilk olarak kardeşlerinin ellerini tutarlar, bizler de bu belirsizlik içinde kardeşlerimizin elini tutmak, onlarla bir ve beraber olmak, ortak dilimizin izinde, iş birliği içinde çalışmak için burada toplandık. İş birliği için de binlerce yıldır insanoğlunun kullandığı bir avantaja sahibiz, o da ortak dilimizdir. Dil; kayaların ardından akan ince bir su gibidir. Kayada şekiller oluşturması uzun zaman alır, ancak bu şekiller de kolay kolay silinmez. İşte ortak dilimizin, Türk dilinin benliklerimizde, kültürlerimizde oluşturduğu iz, bu kayadaki su izi gibidir. Yıllarca ince ince akmış, yaşayışımızı şekillendirmiştir. Hepimizde benzer izler oluşturmuştur. Dünyamız değişiyor; son birkaç senedir hiçbirimizin ömürlerince benzerini görmediği, birçok cana mâl olan ve hâlâ farklı şekillerle tehdit oluşturan bir salgınla karşı karşıyayız. Sadece sağlık alanında değil, dünya gündeminin bütün alanlarında hızlı değişimlerle gelen bir tedirginlik hâkim ve tüm dünya belirsizliğin içinde kıvranıyor ama bunların üstesinden de hep birlikte geleceğimize olan inancım ilk günkü gibi güçlü. Bir ve beraber olursak, her türlü zorluğun üstesinden gelecek kabiliyete sahibiz. İşte bizlerin, Türk dili konuşan ülkelerin bir avantajı var. Bizim bu puslu ortamda aydınlığa yürümek için elini tutabileceğimiz kardeşlerimiz var. Ortak dilimizin ışığında, bugün üniversitemiz ev sahipliğinde yapılan bu sempozyum, bir kardeşten diğerlerine uzanan ve tutulmayı bekleyen bir eldir. Türk dünyası, geleceğini; ortak dili sayesinde, etkin iş birliği yaparak bu sisli ortamdan çekip çıkarmaya kâdirdir ve bunu barışla, sevgiyle, dostlukla ve kardeşlikle yapacaktır. Bunu yaparken de kayadaki derin izi, Türk dilinin izini takip edecektir” dedi.

“Atalarımızın geçmişte taşlara kazıdıklarını bizler bugün zihinlere kazımak için çabalıyoruz”

Sempozyuma ev sahipliği yapan Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Altay Toplulukları Dil ve Kültürleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (Altay Dilmer) Müdürü Prof. Dr. Nergis Biray sözlerinin başında İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” ifadesini hatırlatarak, milli kimlik ve bağımsızlık tasavvuruna dil aracılığıyla vurguda bulundu. Türk dünyasının bu yolla ortak eylem ortaya koyacağı hususuna değindi. Sözlerine, “Atalarımızın geçmişte taşlara kazıdıklarını bizler bugün zihinlere kazımak için çabalıyoruz” diyerek devam eden Prof. Dr. Biray, “Uluslararası Türk Dili Günü ilanının gerçekleştirilecek yeni atılımlarımızın başlangıcı olacaktır” diye konuştu.

“Türk dilinin daha görünür bir dil olmasını sağlama yolunda, kültürlerin birbirlerine yakınlaşması, kaynaşması için çalışmalar sürdürülecektir”

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, “Türk dilinin, Birleşmiş Milletler nezdinde uluslararası bir dil olarak kabul edilmesi için adımlar atılmaya devam edilecektir, yine Türk dilinin daha görünür bir dil olmasını sağlama yolunda, kültürlerin birbirlerine yakınlaşması, kaynaşması için çalışmalar sürdürülecektir. Türk dilinin yazılı olarak takip edilebildiği ilk dönemden bugüne kadar birçok eser verilmiştir, bu eserler üzerindeki çalışmalar da Türk dilinin birleştirici özelliğini ortaya koyarak bizim adımlarımızı güçlendirecektir” şeklinde konuştu.

Türk Dili Günü Paneline birçok katılımcı ile sona erdi

Toplantının sabahki oturumu Türk dünyasıyla ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerinin düşüncelerini açıklamaları ve Uluslararası Türk Dili Günü ilanının kutlanacak bir karar olduğu konusundaki ifadeleriyle sona erdi. Toplantının öğleden sonraki oturumunda Uluslararası Türk Dili Günü Paneli gerçekleştirildi. Panele Prof. Dr. Konuralp Ercilasun “Türk Dilinin Tarihi Arka Planı”, Prof. Dr. Ali Akar “Türk Dil Birliğinin Tarihi Gerekçeleri ve Coğrafi İmkânları”, Prof. Dr. M. Fatih Kirişçioğlu “Atatürk ve Türk Lehçeleri”, Doç. Dr. Sinan Güzel “Kimlik İnşasında Alfabenin Rolü: Türk Dünyası Örneği”, Doç. Dr. Gülsine Uzun “Ulus-Devletin Oluşumunda Dilin Önemi: Türk Dili Örneği” adlı bildirileriyle devam edildi. Uluslararası Türk Dili Günü’nün bütün Türk dünyasına kutlu olması dilekleriyle toplantı sona erdi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.