2023 Bütçesi İhtiyaçlarını Karşılamaktan Uzaktır

2023 Bütçesi İhtiyaçlarını Karşılamaktan Uzaktır

Denizli Eğitimiş Şube Başkanı Namık Kemal AYDOĞAN bütçede eğitimin payının giderek düştüğünü dile getirdi.

A+A-

Aydoğan’ın konu ile alakalı açıklaması şöyle:

Milli Eğitim Bakanlığına 2023 yılı için ayrılan bütçe, eğitimin güncel gereksinimlerini, öğrenci ve eğitim emekçilerinin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır.

Merkezi bütçe yatırım ödeneğinden MEB yatırımlarına ayrılan pay 2022’de yüzde 22.34 iken 2023’te 12.65’e kadar gerilemiştir.

Şu an ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde yurtta kalan öğrencilere günlük üç öğün yemek ve bir ara öğün için sadece 29 TL bütçe ayrılmaktadır.  2023 yılı bütçesinde ise günümüzde yaşanan enflasyonun çok altında (%40,19) iyileştirme yapılmıştır.  Gelişme çağındaki çocuklarımızın günde bir simit yiyerek akşama kadar idare etmeye çalıştığını, musluklarda su içtiğini, fahiş fiyatlar nedeniyle çoğu velinin kırtasiye ve servis masraflarını bile karşılayamadığını umursamadan hazırlanan bu bütçe, “itibardan tasarruf olmaz” diyerek lükslerinden vazgeçmeyenlerin, tasarruf alanı olarak yine eğitimi bellediğini göstermektedir.

Oysa 2023 yılında MEB için öngörülen bu bütçe; yeni okul ve derslik inşa etmeye yetmeyeceği için ikili eğitim ve taşımalı eğitim garabetlerini bitiremeyecek, eğitimde giderek dezavantajlı hale gelmiş yoksul öğrencilere sosyal ve maddi destek sağlayamayacak, eğitim sisteminin ihtiyacı kadar öğretmen atamasını yapamayacak, eğitim alanında giderek derinleşen barınma sorununa çözüm getiremeyecektir.

MEB bütçesi eğitim iş görenlerinin ihtiyaçlarını da karşılayamayacak düzeydedir.  O yüzden yapılması gereken bellidir:

Milli Eğitim Bakanlığı, bir kez olsun adının hakkını vererek bu yetersiz bütçeye itiraz etmeli ve milli eğitimin acil ihtiyaçlarına çözüm olacak nitelikte bir bütçe talebinde bulunmalıdır.

Bu bütçede yeni okul ve derslikler, dezavantajlı gruptaki öğrencilere verilecek destekler, taşımalı eğitim ve ikili eğitimi bitirecek hamleler ve iktidar tarafından sadece nostaljik bir vaat gibi anılan köy okullarının artık açılmasını sağlayacak adımların maliyetleri de ayrıntılı biçime yer almalıdır.

Bütçe geçim sıkıntısıyla boğuşan eğitim emekçilerini de hayata bağlamalıdır.

MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalıdır. 

Eğitime hazırlık ödeneği bir maaş tutarında tüm eğitim emekçilerine ödenmelidir.

24 Kasım Öğretmenler Günü’nde tüm öğretmenlere bir maaş ikramiye ödenmelidir.

Öğretmenlik mesleğini basamaklandırarak kısmi maaş artışı öngören sözde meslek kanunu yeniden düzenlenmeli, basamaklandırma yapılmadan tüm öğretmenlerin maaşlarında iyileştirme yapılmalıdır.

Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, Anayasal bir hak olan güvenceli istihdam, eğitimde tek metot haline gelmelidir.

Resmi rakamlara göre 100 bin öğretmen açığı olduğu görülmekte, gereken kadar okul ve derslik inşaatı tamamlandığında bu rakamın kat kat büyüyeceği anlaşılmaktadır.

Eğitim emekçilerine ödenen sosyal yardımlar günün koşullarına göre yeniden belirlenmelidir.

MEB bütçesinin özel okullara aktarılması, milli eğitim bütçesinin, tüm denetimlerden muaf hale getirilmiş Maarif Vakfı ile paylaşılması derhal engellenmelidir.

Dünyada Başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülkede, milli eğitim sistemi bu kadar vasat bir anlayışla, bu kadar gerçekçi olmayan rakamlarla idare edilemez!

     

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.