
AFFET BİZİ TALAT PAŞAM!
Ankara Hükümeti ateşten günler yaşıyordu, öyle ki gelişmeler karşısında Milli Müdafaa Bakanı Fevzi Paşa cepheye gitmişti.
İkinci İnönü Muharebesi başlayalı iki gün olmuştu. Savaşın ilk günlerinde Yunan Ordusu başarılı şekilde ilerliyordu. Dumlupınar'ı ele geçirmişler, Afyonkarahisar'ı da ele geçireceklerdi. Ankara Hükümeti ateşten günler yaşıyordu, öyle ki gelişmeler karşısında Milli Müdafaa Bakanı Fevzi Paşa cepheye gitmişti.
Kaygının, endişenin, yokluğun zirvesinde varlık mücadelesinin verildiği o günlerde cephe hattı ile sürekli iletişim halinde olan TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya gelen bir haber onu çok üzecekti. Talat Paşa'nın Berlin'de bir Ermeni katil tarafından şehit edildiğini öğrenmiş ve üzüntüsünü hem gözyaşlarına boğularak hem de "Vatan büyük bir evladını, inkılap büyük bir teşkilatçısını kaybetti" diyerek ifade etmişti.
Komitenin ruhu, büyük şefimiz, büyük liderimiz ve nihayet büyük şehidimiz Talat Paşa, o dönem İngiliz istihbaratının kontrolünde olan Berlin'de, İngilizlerin Mustafa Kemal aleyhine çalışma teklifini öldürüleceğini bile bile reddetmiş, Anadolu Hareketine destek vermeyi sürdürmüş ve bedelini canı ile ödemişti.
1926'ya gelindiğinde ise, bizzat Atatürk'ün isteği ile TBMM tarafından özel bir yasa çıkartılarak Talat Paşa milli şehit ilan edilmiş, ailesine şehit aylığı bağlanmış ve ev bağışlanmıştı.
İkinci Dünya Savaşı'nın son sürat sürdüğü 1943'te ise İsmet İnönü, çok hassas dengelere sahip bir tarafsızlık politikası izlerken Talat Paşa'nın aziz naaşını Almanya'dan Türkiye'ye getirtti. Talat Paşa'nın naaşı, Şişli'de Abide-i Hürriyet tepesinde hürriyeti uğruna ömrünü vakfettiği vatan toprağına emanet edildi. Resmi cenaze törenine İsmet İnönü, Celal Bayar ve Mareşal Fevzi Çakmak katılmış ve Berlin'den getirilen eski liderlerinin tabutunu büyük bir tazimle karşılamışlardı.
Talat'ın tabutu başında Mithat Cemal Kuntay O'nu anlatan şu şiiri okumuştu:
Alnındaki ter, bir vatanın döktüğü terken,
Nabzındaki kan belki de bir nesle yeterken,
En sonra, şu torba kemik sen misin? anlat!
Biz dipdiri verdik seni bir devlete tal'at!
Takriben adamlık sana yetmezdi, tamamdın,
Sen kitle adam, millet adam, bayrak adamdın.
En sevdiğin insan senin, çıplak olandı;
Şanlar, senin ölçünle palavraydı, yalandı.
İnsanların insanlara verdikleri şanlar,
Göğsünde kalır, kalbine girmezdi nişanlar.
Asla derileşmezdi vezir esvabı sende,
Sen zorla büyüktün, ne kadar istemesen de..
En sonra eğildinse de kurşunla eğildin,
Altınlar akarken de züğürt ölmeyi bildin.
Neymiş sana heykel? ne demekmiş sana türbe?
Arkanda kalan tertemiz ismin yetişir be!
1950'li yıllara gelindiğinde Celal Bayar cumhurbaşkanıydı ve bir gün Hayriye Talat hanım kendisini ziyaret etmekteydi. "Hanımefendi irade buyurursanız..." gibi ifadeler kullanıyordu. Bayar, Hayriye hanım karşısında adeta emir kulu gibi davranmasının sebebi sorulduğunda, "Benim şefimin refikasıdır" diye karşılık verecekti.
Şimdi o Talat Paşa'ya Türk milletinin Meclisi'nde "katil" deniliyor, o Meclis'in CHP'li Başkanvekili o aşağılık sözleri söyleyeni değil de, buna tepki gösteren İYİ Partili Şenol Sunat'ı uyarıyor...
Bir de CHP'nin Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olan bir şahıs çıkıp, bilgi yoksunluğu ve tahlil faciası ile "CHP Talat Paşa'yı savunmak zorunda değildir" diyerek mensubu olduğu partinin ve o partinin eseri Türk Devrimi'nin özünü inkar edecek kadar Yüksek İdeolojik Disiplinsizlik sergileyecek cesareti bulabiliyor. "Yazıklar olsun" demeli de, kimlere demeli, bilemedim...
Oysa Jöntürk akımı, onun eseri olan 1908 Devrimi ve Jöntürk hareketinin siyasi yapılanması olan İttihat ve Terakki anlaşılmadan
1923-1938 10 Kasım'ı arasında en feyizli dönemini yaşayan Türk Devrimi anlaşılamaz! Çünkü Atatürk Devrimi, Jöntürklerin öncülük ettiği Türk Aydınlanmasının eseridir.
CHP'nin programında, İttihat ve Terakki'nin açık ve gizli parti programında yer alan birçok hedef vardır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli, Talât Paşa’nın önderliğinde İttihatçılar yani Jön Türkler tarafından atılmış; bina yine bir Jön Türk olan Mustafa Kemal’in liderliğinde Kemalistlerce tamamlanmıştır. Atatürk’ün bu temel tarihi gerçeğe ilişkin iki önemli açıklaması var. İlki şöyle: “Eğer Meşrutiyetler olmasa idi, Cumhuriyet olamazdı.”
Gazi, bu görüşünü Talât Paşa’nın eşi Hayriye Hanım’la sohbetinde daha da net bir biçimde ifade ediyor: “Eğer Talât Paşa Meşrutiyet inkılabını yapmamış ve ondan sonraki meşhur hizmetleriyle bu yolları açmamış olsaydı, biz bu inkılabı yapamazdık.” Bu önemli görüşme Tahsin Uzer’in evinde gerçekleşiyor.
Atatürk, yakın tarihteki tüm atılımları “Türk Devrimi’nin yaptığı işler” olarak nitelendiriyor. Yalnız kendi önderliğinde yapılanları değil, kendinden önce de Türk Devrimi’nin inşasına hizmet eden tüm atılımları kastediyor. Mustafa Kemal, Jön Türklerden, İttihatçılardan başlayan sürecin birikimi üzerinde ilerlendiğini daima belirtiyor.
Talat Paşa, bu ülkenin vatan olarak kalmasını sağlayan insanlardan biridir. Ermeni Tehciri ve bunun yanında İttihatçıların örgütlülüğü ve idealizmi bize Milli Mücadeleyi yürütebilme ve Cumhuriyeti kurabilme imkanı yarattı. Onlar olmasaydı Anadolu Türk toprağı değildi. Bugün Sivas ve ötesine pasaportsuz gidebiliyorsak, iki ismin sayesindedir: Talat Paşa ve Atatürk!
Elbette Ermeni Tehcirinin uygulamasında, Dr. Bahattin Şakir ile Enver Paşa'nın da rolü vardır ve onları da rahmet ve minnetle anıyorum.
Özetle; Talat Paşa Türk milletinin ihanet karşısında şeref nişanıdır! Katil olan O değil, ona katil diyenlerin önder kabul ettiği İmralı'daki aşağılık yaratıktır! İttihatçılara, Talat'a düşmanlığın kaynağı İngiliz destekli Hürriyet ve İtilafçılar, Abdülhamit yandaşları ve Hürriyet düşmanlarıdır. Bizler biliyoruz ki, Mustafa Kemal’e düşmanlık edemeyenler ya İsmet İnönü’ye veya İttihat Terakki’ye düşmanlık etmektedirler...
Caddelerimize, sokaklarımıza, okullarımıza ve yeni doğacak erkek çocuklarımıza Jöntürk Devrimi'nin ve tehcirin mimarı, Büyük şehidimiz Talat Paşa'nın ismini şerefle vermeye devam edeceğiz!
Katiller; Ermeni Taşnak, Hınçak örgütleridir! Akdamar Kilisesi'ndeki insanlık dramını yaşatanlardır!
Bu arada, malum iki CHP'liye; Atatürk'ün meşhur Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt neden ❝Mümkün olsa şu iki kişi aleyhinde konuşanların dillerini kestirirdim: Biri Talat Paşa, diğeri de Mustafa Kemal Paşa!❞ demiş ve bizzat Atatürk'ün kendisi Talat Paşa'yı neden "İnkılabın büyük teşkilatçısı" olarak ifade etmiş, öğrenirler umarım. Belki o zaman CHP'nin Talat Paşa'yı neden savunmak ZORUNDA olduğunu anlarlar.
Talat Paşa'nın aziz hatırası önünde ta'zimle eğiliyor ve o mübarek ellerinden öpüyorum...
Fotoğraf: Hayriye Talat hanım ve Talat Paşa
Fatih ERGİN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.