Sakin ÖNER

Sakin ÖNER

Eğitimci
Yazarın Tüm Yazıları >

Eleştirilere Cevabımdır...

A+A-

Lideri-Partiyi-Davayı Birbirine Karıştırmayın...

Davaya faydası olur düşüncesiyle yanlış gördüğüm davranışlarında lideri eleştirdiğimde rahatsız olan ve beni tanımayan bazı MHP’li arkadaşların saygı boyutlarını aşan eleştirilerini kısaca cevaplandırmak ihtiyacını duydum. En çok üzüldüğüm, gençlik yıllarından beri beni tanıyan bazı arkadaşlarımın da yazdıklarımı acımasızca eleştirmeleridir.

1965 yılında Yozgat Lisesini bitirdikten sonra İstanbul'da gazeteciliğe başladım ve rahmetli Türkeş'le tanışarak Ülkücü Hareketin saflarına nefer olarak katıldım. Bu davanın 50 yıllık neferiyim. O tarihten beri de Türk milliyetçiliği üzerine yazıyorum konuşuyorum. 1967, 1969 kongrelerinde İstanbul delegesiydim. O zamanlar Bahçeli yoktu. Dokuz Işık Yayınlarını kurdum. Dokuz Işık'ın genişletilmiş versiyonlarının ilk baskılarını ben yazdım. 30 yaşına girince de Başbuğun emriyle memleketim Denizli’den milletvekili adayı oldum. 12 Eylülden sonra birçok arkadaşımız başka partilere savruldu, milletvekili, bakan oldu. Biz ilk günkü noktamızdan ayrılmadık, hiç pişman da olmadık. Ayrıca 44 yıllık eğitim yöneticisi olarak işimde kesinlikle tarafsız davrandım. Her görüşten dostlarım oldu, MHP’li olduğumu öğrendiklerinde de sadece MHP’ye saygı duydular ve sempati ile baktılar. Mesai saatleri dışında davamla ilgili çalışmalar yürüttüm.
Kusura bakmayın, ben toplumda en az yüzde 25-30 potansiyeli olan bir siyasi hareketi yanlış politikalarla hala yüzde 16'larda bırakanlara kızıyorum, kızacağım. İstanbul’da MHP’nin HDP’den daha az olarak 4. Parti olmasından utanıyorum ve bu hareketi bu noktada tutanlara kızıyorum, kızacağım. Sonra Türk seçmeninin partilere bakışı da değişti. Bu arada MHP’nin seçmen profili de değişti. Dün CHP'ye oy veren veya sol görüşlü olan bir kişi rahatlıkla bir sonraki seçimde MHP'ye o verebiliyorlar. Ailelerde bireyler farklı partilere oy veriyor. 2007 ve 2011 seçimlerinde MHP’yi barajın altında bırakmak isteyen Erdoğan’a karşı MHP’de Mecliste olsun, meydan boş kalmasın diyerek MHP’ye oy veren çok CHP’li aile var. Son seçimde PKK'ya kızdığı halde AKP'yi iktidardan düşürmek için bir milyonun üzerinde solcu, liberal ve CHP’li Türk HDP'ye oy verdi. Artık 70'li, 80'li yıllardaki gibi seçmen katı değil, partiler arası oy akışkanlıkları arttı.

Arkadaşların Meclis Başkanlığı seçimi ile ilgili eleştirilerime yaptıkları savunmalara saygı duyuyorum. Toplumun 13 yıllık iktidara büyük öfkesi var. Onun önünü açanlara da öfkeleniyorlar. Önemli olan olayın toplumda oluşturduğu algıdır. Seçmen tercihlerini bu algı belirler. Bir defa Bahçeli’nin –acelesi varmış gibi- 7 Haziran gecesi yaptığı konuşma siyasi hataydı. Dost acı söyler. İstenseydi, Ekmeleddin İhsanoğlu diyalogla başkan seçtirilebilirdi. Bizim demek istediğimiz bu. Sonra bu partinin Kürt vatandaşlarımızın oyuna hiç mi ihtiyacı yok? Hem bölünmeyelim deyip, hem de Kürtlerin büyük çoğunluğunun olayların etkisiyle oy verdiği siyasi hareketi yok farzetmek, reel politikaya zıddır. Ayrıca AKP’yi HDP ile koalisyona yönlendirmek de büyük hatadır. O zaman bölünmeyi nasıl önleyeceksin? MHP'nin tek başına iktidar olmak için bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oylarına ihtiyacı vardır. Oy almak için de cephe almak değil, yanına gidip onlara kendimizi anlatmak gerekir. Dündar Taşer büyüğümüzün dediği gibi "iyi komutan, kendinden olmayan kuvvetleri kendi gayesi için kullanabilen komutandır".

Son sözüm; ben eleştirirken” Lideri-Partiyi-Davayı” birbirine karıştırmıyorum, siz de karıştırmayın. Aslolan davadır.

Bu yazı toplam 3740 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.