Celalettin MARZ

Celalettin MARZ

Yazarın Tüm Yazıları >

Küfür tek millet / Müslümanlar Paramparça

A+A-

İslamiyet’in dünyaya ilk indiği andan beri İslam düşmanları birlikte hareket kabiliyetine sahip olarak bir arada olabilmektedirler.

İslamiyet, Arap yarımadasında iken müşrikler vardı. Sonra sınırlar genişledi ve Anadolu’ya geçidi. Anadolu’da Müşriklerin yerine gelen karşı kuvvettir Haçlılar.

Öyle ki Anadolu’dan Türk ve İslam varlığını bitirmek 10 ile 13. Yüzyıllar arasında Tük Küfür Milleti birleşerek 8 kere Haçlı Seferi düzenlemişlerdir. Selçuklu sonrası kurulan Osmanlı İmparatorluğu döneminde de hiç rahat durmadı bu Haçlılar.

Ayaklanma, isyan, iç savaş, yerli işbirlikçilerle başkaldırı gibi denemedikleri fitne fesat bırakmadı bu Haçlılar.

Ne Uluslararası elde edilen tavizler yani kapitülasyonlar, ne de sosyal, ekonomik ve adli ayrıcalıkların memnun olmayanların adı Haçlılar!

Zira o kadar ayrıcalıklı hale gelmiştiler ki, askerlik yok, vergilerden önemli oranda muaf, bütün kallavi işlere sahip olarak koca imparatorluğa borç verir hale gelmişlerdi Haçlılar.

Genellikle Osmanlının bakiyesi olan yörelerde yaşayan İslam toplulukları hep kan ve gözyaşına mahkum haldedir ve bu durumun müsebbibi yine bu Haçlılar.

Cumhuriyetle yeni kurulan son devletimizde de kısa sürede açıktan ya da gizli olarak, okyanus ötesinin planlamalarına uygun idareciler layık görüldü bizlere. 1950-1983-2002 dönemlerinde gözümün içine baka baka ve pervasızca şartların zorlamasıyla bu kadrolar canım memleketin başında yer aldılar ya da alıyorlar. Gerçekten yerli ve milli kuvvetler iktidara gelebilirse felaha erişmemizde muhakkak olacaktır.

Özellikle ekonomik şartların çaresizliği de bu çıkmazdan çıkışımızı zorlaştırmaktadır.

Bir bedbaht Dışişleri Bakanımız vardı ismi de lazım değil ama onun mevcut durumu özetleyen bir tespiti vardı. Kuzey Irakta görevli Askeri birlikte görev alan şanlı Türk Askerlerinin başına çuval geçirildiğin de, bu bedbaht şahsiyet “Büyük Devletler özür dilemezler” çıkışında bulunduğunda aslında kuyruğunda ki ipin kimlerin elinde olduğunu itiraf ediyordu ancak bunu gören de sustu, durumun vahametini anlamayanlar ise her konuyu olduğu gibi bunu da unuttu.

1948 Yılından beri doyamayan, tamam demeyen, aman vermeyen, kafasına estikçe katliamlar yapan bir İSRAİL. 9 Milyon İsrailliye karşın 500 Milyonluk bir Arap dünyası var. İsrail toprakları tamamen Araplarla çevrilidir. Hiçbir Arap ülkesi Filistinin yanında yer almaz ve dolayısıyla yapılan zulme, yapılan kıyıma sessiz kalmaktadırlar.

Çin de yaşamakta olan Müslüman Türk Uygurlar da en az Filistinliler kadar baskıya, zulme, baskıya maruz kalmaktadırlar. Hemen hemen hiçbir özgürlüğe sahip değildirler. Bu durumu dillendiren, uluslararası platformlara taşıyan birilerini duydunuz mu?

Bir ve beraber olan Küfür Milleti aslında kendi devranlarının devamı için, onların bu yalan dolan düzenini yıkması muhtemel Türk ve İslam ümmetinin kalkınıp güçlenmemesi için her türlü fenalığı tezgahlamaktadır.

Bakınız ekonomik olarak aşırı büyüyen Çin de topraklarında yaşamakta olan milyonlarca Uygur Türklerine benzer zulümler yapmaktadır. Bu duruma da ciddi olarak tepki veren ne Türk ne de Müslüman bir topluluk dahi yoktur.

Küfür tek Millet ancak İslam Ülkeleri maalesef paramparçadır. Hatta hepsi birbiriyle problemlidir. Hemen hepsinin ticaret yaptığı, askeri anlamda destek aldığı kuvvetler de maalesef Haçlılardır.

15 TEMMUZDAN GERİ SAYIM

15 Temmuz gecesine gelene kadar göz yumulan, tüm arzuları emir sayılarak yerine getirilen bir cemaat!

Çöpçüsünden bakanına, askerinden paşasına, kaymakamından valisine, polisinden emniyet müdürüne, memurundan müsteşarına neredeyse tamamına oturtulan bir cemaat!

Hatta dillere düşen ifadesiyle “ ne istediler de vermedik” siteminin yapıldığı cemaat!

15 Temmuz öncesi cemaatin sembol isimleri, ileri gelenleri, parasal gücü elinde tutanları, kozmik oda bilgileri, milli ve manevi ne kadar değerleri varsa yıkıcıları çeşitli bahanelerle güvenli bir şekilde yurt dışına uçuruldular. Hatta en büyük finansörü önce şirketini Londra’ya taşıdı, sonra özel uçağıyla içine paralarını ve aile mensuplarını alarak hicret eyledi.

Cemaatin ikinci adamı ise işgal altında ki adalet mekanizmasınca ivedilikle serbest bırakıldı ve o gün bu gündür bulunamadı.

2002 Sonrası mantar gibi milyarderlerin türetildiği ülkemizde sermaye açıktan ya da ayak oyunlarıyla el değiştirdi. Hala daha bu süreç yaşanmaktadır.

Daha düne kadar hiçbir siyasi etiketi olmadığı halde, meydan meydan dolaşarak mitingler yapan, şiddet ve nefret söylemleriyle hükümeti desteklemeyen kesimlere tehditler savuran ancak hiçbir takibata dahi uğramayan Sedat Peker yayınladığı videolar gündemi işgal eder olmuştur. Ne sebeple olursa olsun, sözler iddia eden kişiyi bağlar, itiraf edilen iddiaların bir gerçekliği yoksa savcılar bu işe el atmalılar ve hakkaniyetle bu işe çözüm bulmalılar. Çamur at izi kalsın niyetiyle de söylenmiş olabilir, yada doğrulardan ibarettir anlatılanlar. Bunları kamuoyunun bilmesi ve o kutsal makamların daha çok yara almaması gerekir.

Sağır kulak sendromu

Toplumsal değişim sürecinde karar vericinin kötü haberleri duymaması ya da kabul etmemesi, işin ciddiyetini, gerçekleri görmemesini ifade eden kelimedir. Kendi bildiğini okuması durumuna verilen ad.

Unutulmasın ki mağrurlanma, kibirli, olma sonucunda hata yapma olasılığı oldukça fazladır. Mağrurlanma padişahım ölüm var, ölüm var.

Adaletli Paylaşım

Arslan, kurt ve tilki ava çıkarlar. Bir geyik, bir koyun ve bir de horoz avlarlar. Arslan, kurda derki:
- "Şimdi bunları adaletle paylaştırıp sohbetimize tat ver" der.

Kurt:
- "Ey cihân şahı, avcıların sultanı!.. Bundan kolay ne varki... Geyik sizin, koyun benim, horoz da şu zavallı tilkinindir".
Arslan, gök gürlemesini andıran bir sesle kükrer. Kurdu, kan revan içinde yere serer. Tilkiye dönüp:
- "Tez sen paylaştır"der.

Tilki düşünerek:
- "Ey yiğitler ülkesinin tek hükümdarı!.. Koyun sabah kahvaltınız, geyik öğle yemeğiniz, horoz ise sultanıma çerezdir.

Arslan gülerek:
- "Aferin sana bu adaletli taksimi kimden öğrendin?"
Tilki:
- "Şu yerde yatan kurt kardeşten öğrendim 

Sağlıklı bereketli huzurlu günlere hep birlikte ulaşabilmek umuduyla, Hoşçakalın, Ülkü ile kalın.

Bu yazı toplam 893 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.