Tülay Gazalcı ''KARNEMİZ''i Yazdı!...

Tülay Gazalcı ''KARNEMİZ''i Yazdı!...

Yorucu ve telaşlı geçen bir eğitim öğretim yılını daha geride bırakmak üzereyiz.

A+A-

Eğitim öğretim döneminin sona ermesi demek, karne mevsimi demektir. Her ne kadar karne genel anlamda öğrencinin bireysel başarısının bir göstergesi olarak algılansa da, karne öğrenciyi var eden anne –baba, bütünüyle içinde yaşamakta olduğu çevresel faktörler ve de eğitim sisteminin öğrencide ortaya çıkardığı sonucun bir ürünüdür. Bu yazımı hazırlamadan önce birçok psikologun, yazısını inceledim. Sonunda ortaya çıkan ortak fikrin, kendi fikrimde dâhil olmak üzere; karnenin öğrenci başarısındaki tek kaynak olmadığı, Bu nedenle karne konusunu incelerken; Kötü karne getirmenin nedenleri nelerdir? Karnesi kötü olan çocuk hayatta başarılı olamaz mı? Çocukları notlarına göre ödüllendirmek veya cezalandırmak doğrumu? Karnesinde düşük notları bulunan çocuklara anne ve baba olarak nasıl davranmak gerekir? Gibi konulara değinmek gerektiğine karar verdim. İyi bir karne denilince akla gelen görüntü herkesçe ortaktır, yüksek notların bulunduğu ve öğretmenin öğrenci hakkındaki görüşler kısmına yazdığı onure edici sözlerdir. İyi bir karneye sahip olabilmek için; Düzenli çalışma alışkanlığı, Evdeki ders çalışma ortamının uygunluğu, Sorumluluk duygusunun yerleşmiş olması ki bu alışkanlık bireye çok küçük yaşlardan itibaren kazandırılmalı. Duygusal sorunlarına aile tarafından sunulan çözümlerin doğruluğu ve yeterliliği akla gelmelidir.

Çocuk dediğimiz varlık, işlenmemiş hamurdur. Ortaya çıkacak eserin kalitesi, doğuştan gelen kalıtsal özelliklerin yanı sıra, şekil veren ellerin maharetindedir. Karne çocuğun tüm performansını yansıtmaz. Notları yüksek olan öğrencinin hayatta çok başarılı olacağı söylenemez. Öğrencinin kendini doğru tanıyıp, yeteneklerinin keşfedilip doğru yönlendirilmesi ve kişinin var olan maharetlerini kullanabilmesi çok önemlidir. Karnesi iyi olmayan çocuk, ilerleyen yaşamında kendini gerçekleştirerek iyi başarılar da elde edebilir. Çünkü her çocuğun başarılı olabileceği yönleri vardır, tek sorun doğru desteklenip desteklenmediğidir. Çocuktaki özellikleri açığa çıkarmak, anne babanın ve de eğitim sisteminin görevidir. Karne notlarına göre aileler ödül ve ceza konularında çok dikkatli olmalıdır. Verilen ödül kadar verilen cezalarda çocukların yaşamlarında derin izler bırakabilir. Her iki yöntemi de abartmadan uygulamak gereklidir. Aşırı ceza çocuğun intihar gibi korkunç bir durumu tercih etmesine sebebiyet verebilir. Aşırı ödül ise çocuğun karakteristik özelliklerine olumsuz yansıyarak, yapacağı her şeyin sonucunda beklentiye girmesine neden olup yanlış güdülemeye neden olabilir. Bir çocuğun ailesi tarafından olduğu gibi kabul edilmesi, çocuk açısından çok önemlidir. Yaşadığı olumsuz durumları, olumlu durumları paylaştığı gibi, anne ve babası ile paylaşabiliyor olması, çocuğun yapacağı yanlışlara engel olabilmek ve pozitif yönlendirebilmek adına çok önemlidir. Eğitim öğretim dönemi sonunda alınan karnenin, çocuğa ait bir karne olmasının yanında ailenin ve eğitim sisteminin karnesi olduğunu hatırlamak yararlı olacaktır. Çocuğumuz bizim aynamızdır. Yaptığımız tüm doğru ve yanlışlarımızın bize yansımasıdır. Diyelim ki çocuğumuzun karnesinde düşük notları olan ders veya dersleri var. Bu durumu içimizde büyütüp, ne ceza versem de zayıf karne için pişman etsem onu diye düşünmek yerine, hemen öz eleştiriye başlayalım. Zayıf gelen karnedeki payımızı, anne ve baba olarak tespit edip,

 

ilerleyen süreçteki eğitim hayatı için çocuğumuza yardımcı olma yoluna gidelim. Kendimize bir takım sorular sorarak eksik olduğumuz noktaları bulalım. Mesela; aldığı sorumluluğu yerine getirme noktasında ne kadar örnek teşkil ediyoruz? Kitap okumasına bizlerde kitap okuyarak yön verebiliyor muyuz? Düzenli ödev yapma konusunda gerekli kontrol ve desteği sağlayabiliyor muyuz? Okulda veya sınıfında yaşadığı sorunları konuşabiliyor muyuz? Zayıf olduğu derslerdeki sıkıntıyı çözebilme adına gerekli desteği ve anlayışı sağlayabiliyor muyuz? Anne ve baba olarak ilişkimizi örnek bir şekilde çocuğumuza sunabiliyor muyuz? Kendini ifade edebilmesi ve öz güven kazanabilmesi için gerekli ortamı sağlayabiliyor muyuz? En önemlisi de çocuğumuzun kendi geleceği ile ilgili hedeflerine yönelik yardımcı olabiliyor muyuz? Evlatlarımıza bizler için ne kadar değerli olduklarını ve hayatları boyunca yaşayabilecekleri sıkıntılı durumlarda her daim yanlarında olarak destek vereceğimizi hissettirelim. Bu hayatta herkesin hata yapabileceğini, vaktiyle yapmış olduğumuz hatalarımızı ve yaşadığımız sonuçları örnek göstererek, hatalar yapabileceklerini fakat hayatlarında büyük yaralar açılmaması için her daim iletişim halinde olmamız gerektiğini vurgulayarak samimiyetle yaklaşalım. Bitmek üzere olan eğitim öğretim dönemi sonarsında değerli öğrencilerimize hayırlı uğurlu ve güzel anılarla dolu tatiller dilerim. Sevgi ve saygılarımla…

 

Tülay GAZALCI Denizli Türk Eğitim Sen Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.